HaftanınÇok Okunanları
Gülzura Cumakunova 1
HİDAYET ORUÇOV 2
Osman Çeviksoy 3
HUDAYBERDİ HALLI 4
UFUK TUZMAN 5
Emrah Yılmaz 6
KEMAL BOZOK 7
Bilindiği üzere, Çar’ın 25 Haziran’da Rusya’da,
halkımız (Kazaklar) da dahil olmak
üzere askerlikten terhis olmuş kişileri askeri
hizmete almak için çıkardığı kararnamenin
üzerinden beş ay geçti. O zamandan beri,
bu halkların çoğu bu duruma uyum sağladı
ve adamlarını gönderdi. Bazı halklar, örneğin
Türkistan Sartları başta şok oldular ve asker
olmayı kabul etmediler. Direnenler birkaç
gün içinde ordu tarafından katledildi. Jizaq
şehrinin 20 bin sakini ortadan kayboldu. Hayatta
kalanlar köylerinden tahliye edildiler ve
mülklerini kaybettiler. Geride birçok yetim
ve dul kaldı, ölenlerin ve gidenlerin toprakları
ve malları hazineye kaldı. Ancak Çar’ın
gazabından kurtulamayan Türkistan halkı sonunda
teslim oldu ve adamlarını teslim etmek
durumunda kaldılar. Jetisu’ya teslim olmayacaklarını
söyleyen Kırgız halkı dağlara, kayalıklara
ve vadilere sığınmıştı. Sonunda vandalizme
ve katliama maruz kaldılar ve buna alıştılar.
Bulel isyancılarının liderleri yargılandı,
asıldı ve kurşuna dizildi. Başta kabul etmeyip
çatışmaya neden olan Türkistanlı Sartlar ve
Jetisu Kırgız gençleri bugün Orınbor’dan geçiyorlar.
Akmola ve Semey bölgelerinin bazı
ilçelerinde Kazaklar, ordunun ülkeye geldiğini
ve güç kullandığını görünce korku içinde
kaçtılar, korkmamalıyız. Bundan kurtulamayacağız,
masum kanı dökmeyelim diye ikna
olduklarını kesin olarak bilmekteyiz.
İşte bizim Torğay ve Irğız illerimizden 18-20
Ekim arasında insanlar alınacaktı ama gençler
gelmedi. Bu yüzden binlerce asker, top
ve makineli tüfek ile ülkeye geldiler. İyi anlaşamazlarsa,
Çarlık kararnamesine itaatsizlik
ve kanuna karşı çıkmakla suçlanacaklardı.
Bu apaçık ortada. Eğer kabul etmezlerse,
Jizak’ın çekeceği bütün sıkıntıların suçlusu
onlar olacaktı. Katliam olacak, bir kan daha
dökülecek, çiftçiler bunalıma girecek, insan ların mal ve mülkü kaybolacaktı. Üstelik asker
ikna etmez ve onları almadan da bırakmazdı.
Kadınlar da çocuklar da katledilir, gençlerin
hepsi götürülür, isyan liderleri askeri mahkemeye
çıkarılır, asılır, kurşuna dizilirdi. Bu
mektubun yazarı biziz, çocuklarımız, akrabalarımız.
Canımız acıdı, belimiz büküldü. Anne
babamız, akrabalarımız içlerinde. Bize Kazak
çocukları soyuna çeker, canı acır derseniz,
söz dinleyin. Kan dökmeyin, isyan etmeyin.
Esir alınacak gençleri korumak için, evdeki
yaşlı dede ve nineler, kadın ve çocukların vebaline
kalmasın. Bizi Rusça konuşup Ruslarla
yaşıyorlar ve bizim faydamıza konuşmuyorlar
diye düşünenler, bizi Tanrıya ve ruhlara emanet
etsinler. Biz ister gazete vasıtasıyla olsun,
ister sözlü olarak olsun, ilk defa söylüyoruz,
kabul etmezseniz ülkeye zarar verecekler,
askerler gelecek ve alabileceklerini almadan
bırakmayacaklar. Bizim bu söylediklerimiz
şimdi geldi işte. Bunu çok önceden zaten
görmüştük. Hala biz bu ülkenin çocuklarıyız
diyorsanız, bizim en son sıkıştığımızda söylediğimiz
fikirlerimizi alın, bizi dinleyin. Sonra
her şey olup bitince yani davadan sonra pişman
olmanın bir faydası yok. Ölenler hayata
geri dönmeyecek, ölenler geri gelmeyecek.
Biz işçilerin sırada tutulduğunu duyuyoruz,
tehlikeli yerlere gidiyorlar ve bir kere gittikten
sonra canlı şekilde geri dönüşleri yok,
buradan da kendi vatanımızda ölürüz diyerek
halk arasında korku yayılmış, boşuna. Diğer
bölgelerden, komşumuz Kostanay ve Aktöbe
bölgelerinden askere alınan gençlerin gittikleri
yerlerden mektuplar gelmiş ve onları ülkelerinden
uzaklaştırıp gönderen liderler de
bizi selamlamışlar. Bu şekilde korkulacak bir
durum yok diyorlar, durumları iyi, biz boşuna
korkmuşuz. Ve halkımız bizim tüm söyleyeceklerimiz
bu kadar. Arkadaşlar, korkmayın!
Allah’ın yazdığını ve Çar’ın fermanını ikiletmeyin,
yerine getirin! Memleket sahibi iyi
insanlar, yaşlılar ve anlayışlı gençler! Bir düşünün,
anlamayanları durdurun, yurdun vebaline
kalmayın ve insanların gözyaşı dökmesine
sebep olmayın! Herkesin niyeti Allah’a
malumdur, bize inanın! Bildiklerimizi anlattık,
borcumuzdan kurtulduk! Bunu gördü, anladı
ama söylemediler, bizi ateşe attılar demeyin!
İç haberler.