Tuva Halk Cumhuriyeti Döneminde Tuva Şiirinin Gelişimi


 01 Haziran 2024


Tuva Edebiyatı, yazılı edebiyatının doğup, gelişmeye başladığı dönemde, Sibirya’nın diğer halklarının edebiyatları ile benzer şekilde, devrimci yeniliklerin sonucunda meydana gelen toplumsal yapıyla ve halkın bilincindeki değişiklikler ile sıkı ilişkili olarak şekillenmiştir. Edebiyat araştırmacısı S. J. Baldanov, “Sibirya ulusal edebiyatlarının tek bir düzende olmasının, tarihî ve edebî gelişimin genel olarak birbirine benzer şekilde, tek bir çizgide başlayıp, devam etmesiyle” yakından ilişkili olduğunu belirtmiştir. “Sibirya’nın çok dilli, çok uluslu halklarının halk anlatıları ve edebî ürünleri homojen bir karışım şeklinde bir çok unsuru içine sindirmiştir” (Baldanov, 2005, s. 7). Bu karışımın oluşumu ve gelişiminde genel bir kurallar bütünü olmakla birlikte, sanatın yavaş yavaş gelişimiyle farklı türlerde edebi ürünler ortaya çıkmıştır.

1920’li ikinci yarısından itibaren Tannu-Tuvagiyn Ünen (Tannu Tuva’nın Gerçeği), Erh Çöleetey Tuva (Özgür Tuva), Ünen (Gerçek) gazetelerinde, Huviskaalt Ard (Devrimci Arat ), Zaluuçuudın Zorilgo (Gençlerin Amaçları) dergilerinde Tuva yazarlarının Moğolca yazdıkları şiirler yayımlanmıştır. Yeni doğan Tuva edebiyatının ilk şiirleri olan bu ürünler toplumun yaşamındaki yeni bir aşamayı, Ekim Devrimi’ni, özgürlüğü ve eşit haklara sahip olmayı öven, yücelten şiirler olarak edebiyat tarihinde yerini alır.

M. Sodunam’ın Moğolca olarak kaleme aldığı “Lenin Hakkında Şiir” (1926) adlı eseri Tuva yazılı edebiyatının ilk ürünü olarak kabul edilir (Kuular, 1970, s. 15).

Tuva’da 1920’li yıllar, hayatın alışılmış şekillerini bozan, halkın zihninde değerli olanlara karşı yeni bir bakış ile değer veren, toplumun temel yapısında belirgin değişikliklerin yaşandığı yıllardır. Halkın duygu düşünce birliğinin eskinin bir kalıntısı olduğu düşündürülmüştür. Ancak, eski feodal toplum yapısından açıkça yorulmuş olduğu için sıradan halkın, yenilikleri, değişimleri büyük çoğunlukla tereddüt etmeden kabul ettikleri belirtilmelidir. İlk devrimci şarkılar, şiirler ve tek perdelik oyunlar halkın sosyalist idealarına, haklı, gerçekçi bir toplumun oluşacağı inancını uyandırmıştır. İşte böylece halkın eski gelenek göreneklerini, inançlarını tahrip edecek, yüzyıllarca süregelen temel kültür ögelerini tek bir düzen etrafında birleştirecek çalışmaların oldukça hızlı yürütüldüğü yıllar yaşanmıştır.

Dolayısıyla Tuva Halk Cumhuriyeti döneminde teşekkül eden şiir edebiyatının, o dönemin sosyal-kültürel olaylarını, edebiyatın genel akımını dikkate alarak incelenmesi büyük önem taşımaktadır. B. E. Halizev’in ifade ettiği üzere “...eskiden yazılmış edebî ürünlerin geliştiricisi, onu, yaratıldığı dönemin önemli işareti olarak anlamalı ve bilmelidir” (Halizev, 2009, s. 292). Eski dönemlerde yazılmış eserleri günümüzde okurken, bunu yazarın yaşadığı dönemin kültürü ve diline “geri çevirme” yapmak araştırmacıların amacı hâline gelmiştir. A. V. Mihaylov (1999, s. 16) “Dönemler dikkate alınarak geride kalan zamana uygun çeviri yapmayı öğrenmek, bütün her şeyi o ilk zamanki konumuna getirebilmek önemlidir” der.

Dongak Barıkaan (1898-1975)

30 Mart 1929’da Erhe çolootey bux Tuva (Özgür Tuva) adlı gazetede M. B. Kenin-Lopsan’ın “Tuva edebiyatının annesi” olarak adlandırdığı Dongak Barıkaan’ın Moğolca olarak kaleme aldığı Marttıñ sezi (Sekiz Mart) adlı şiiri yayımlanmıştır.

Mаrttıñ sеzi mаgаlıg hün,

Mаrttıñ sеzi uttundurbаs.

Tumаngа duglаtkаn hеrееjеnnеr

Dааrtа hünnü bilbеyn çоrааnıvıstı.    Sekiz mart muhteşem gün,

Sekiz mart unutulmaz.

Sise bürünmüş kadınlar

Yarınki günü bilmeden yaşadığımızı.

 

Tuva edebiyatında şiir türünde eser üreten ilk kadın edebiyatçıdır. Tandı-Tuva’nın Daa eyaletinde, Hendergey köyünde Bedik-Havak adlı yerde doğmuştur. Güzel, etkili konuşması ve cesareti ile köyünde ünü yayılan Barıkaan, Moğol yazısını ve sonrasında Tuva yazısını hızlıca öğrenmiştir. Devrimci faaliyetlere aktif olarak katılmış, Hendergey köyünün kadınlar derneğini yönetmiştir. 1920’lerin sonlarında Tuva Halk Devrimci Partisinin Merkez Komitesi kadınlar derneğinin şube başkanı seçilmiştir. Bilinmeyen sebepler ile sonrasında şiir yazma etkinliğinde bulunmamış, edebî herhangi bir faaliyet içinde olmamıştır. 1950, 1970 yıllarında tanınmış edebiyatçı M. B. Kenin-Lopsan, B. Dongak’tan halk şarkıları ve birkaç anı derlemiş ve bunları yayımlamıştır. 

1930 yılından itibaren gazete sayfalarında devrimin ilk şarkıcılarının şiirleri görülmeye başlar. Bunlar, Stepan Sarıg-ool’un SSCB halklarının Tuva halkına yaptıkları yardımlarla ilgili olan Erge-şölee biste turda (Özgürlük Varken); devrim öncesindeki Tuva kadınının toplumdaki yeri ve yeni dönemde değişimler yaşaması umuduyla ilgili Hereejen (Kadın) adlı şiiri, Ekim devrimi öncesinde Tuva aratlarının çektikleri sıkıntılar, üzüntüler ve “doğan yeni gün(eş)” ile ilgili Bis tiileen bis (Zafer Bizim) adlı şiirler; Bay-Kara Höveŋmey’in sadece Tuva’da değil, SSCB içinde ve başka ülkelerde yaşanan olayları anlattığı Hostug arat bilip tur, oo (Özgür Halk Biliyor), Oktyabr’nıŋ oyu (Ekim yıldönümü) adlı şiirleridir. 1934 yılından itibaren, Sergey Pürbü, Salçak Samba-Lundup, Vasiliy Erençin yeni şiirler yayımlamaya başlarlar. Yayımlanmış şiirler, çoğunlukla, o dönemde açıkça görülen ideolojiye yönelimli şiirlerdir. Yukarıda zikredilen yazarlar, yeni doğmuş Tuva şiirinin ilk şairleri olarak kabul edilmektedir.

Bu dönemde çeşitli gazetelerde yayımlanmış şiir ve şarkılar 1937 yılında Cььndь cogааldаr (Çıındı Çogaaldar) adlı edebiyat derlemesinde yayımlanmıştır. Kitabı yayıma hazırlayan Oççurbanak (Günümüz Tuva imlasıyla Oçurbaanak) idi. Kitabın ön sözünde, bazı yazarların halk şarkılarını kendi şiirleri olarak gösterdiklerini ifade eden ilginç bir bilgi de bulunmaktadır. Buna bir örnek olarak:

 

Elezinnig Temir-le-sug

Estep xadьp cьdьr-la-pe

Ezir kuuş-teg cyglyg polza

Ergij kөrgeş kelgen polza 

                                   (Agbaan)         Kumlu Demir-Sug

Rüzgârla çalkalanıyor mu?

Kartal gibi kanatlarım olsaydı

Heryeri dolaşıp gelseydim.

 

Gerçekten de şiirin yapısı ve ahengi halk şarkılarına benzemektedir. Oçurbaanak’ın belirttiğine göre, bu şiir Ulug-Hem eyaletinin Temir-Sug köyü aratlarına ait bir şarkıdır (Cььndь cogaaldar, 1937, s. 7). Oçurbaanak, kitabı hazırlama aşamasında bu gibi örneklerin bulunmamasına özen göstermiştir. 

Kitap, bir grup yazarın birlikte yazdıkları Internatsional (Enternasyonel) adlı şarkının sözleriyle başlar. Sonrasında diğer yazarların şiirleri sıralanır: Sarьg-ool – “Ekki curttubus xolubusta, erge şөleebis podubusta” (Еki çurtuvus hоluvustа, еrgе-şölееvis bоduvustа); Xөbeŋmej “On aldь cьldьŋ iştinde””(Оn аldı çıldıñ iştindе) (On altı yıl içinde) “Xostug arat pilip tur, oo” (Hоstug аrаt bilip tur, оо) (Özgür Halk Biliyor), “Oktabrnьŋ odu kapitalistarnь oja cidi” (Оktyabrnıñ оdu kаpitаlistеrni оya çidi) (Ekim ateşi kapitalistleri delip geçti); Pyrby, “AREVE telgerezin” (АРЕВЭ delgerezin) (Yaşasın AREVE!), “Oktabr” (Оktyabr) (Ekim), “Am-taa tiileeli” (Аm-dаа tiilееli) (Yeniden Kazanalım) ; O. Torzu, “Tagьn kattap tarlatpas-pis” (Dаgın kаtаp dаrlаtpаs bis) (Tekrar Zulüm Ettirmeyiz). Bu son şiir, dönemin en yaygın devrimci şarkılarından biri olmuştur. 

Kitabın sonraki bölümünde “Puşkinniŋ өlge-le 100 cьl polgan ojun tabarьştьr orus tьldan occuldurgan şylykter” (Puşkinniñ ölgе-lе 100 çıl bоlgаn оyun tаvаrıştır оrus dıldаn оçuldurgаn şülüktеr) (Puşkin’in Ölümünün 100. Yılına Özel Rusçadan Tercüme Edilen Şiirler) adlı kısmında A. S. Puşkin’in eserlerinden seçilen parçaların Tuvaca çevirileri yer almaktadır: “Turaskaal” (Anıt) (“Ya pаmyatnik sеbе vоzdvig nеrukоtvоrnıy” Pürbü'nün çevirisi), “Cadaefke”(Çadayev’e) (“K Çaadaevu”, S. Toka’nın çevirisi”, “Sibir-ce” (Sibirya’ya) (“Vo glubine sibirskix rud”, S. Sarıg-ool’un çevirisi), “Xajaalьg xyn telgerezin!” (Yaşasın Şafak Vakti) (Lopsan’ın tercümesi). Bu bölüm, Puşkin’in ölümünün 100. Yılı anısına Tuva toplumu adına “Aldьn xyn poop cьrьp tur” (Aldın hün boop çırıp tur) (Altın Güneş Olup Parlıyor) adlı bir ek ile sonlanır.

Tuva yazılı edebiyatının ilk şiirlerinin yer aldığı bu kitap 194 sayfalık bir seçmeler kitabıdır. Ancak, ilk denemelerini burada yayımlayan 45 yazardan sadece dörtte biri Tuva edebiyatında kendi eserleriyle önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bu şair/yazarlar arasında Sarıg-ool, Pürbü, Kök-ool, İdam-Sürün, Samba-Lundup, Höveŋmey, Tamba bulunmaktadır. Ancak, bizim düşüncemize göre, diğer yazarların, edebiyatçı olmasalar bile, yine de Tuva edebiyatı tarihinde, Tuva Halk Cumhuriyetinin ilk şairleri olarak anılması gerekir. Bu yazarlar arasında Şojal, T. Natput, Sevil, Nazın-ool, Bayır, Sançat, T. Seren, T. Nüdüü, Sat Bааzаñ, Аgbааn, Tоlçаp, Çıssıñmаа, M. Sеvееn, Tаmbа, T. Sürüñ, Mınçıñ, İ. Kоngаr, Lоpsаn, Tеmbirеl, İji-huurаk, Pаlbır, T. Sunduy-ооl, Tаrtаn-ооl, Mаnzırıkçı, Çüldüm, Ооlаk, Kаlgаkpаn, Çаnçıp, Bеgzi, Nаyındı, Tеspildеy, Kungаа-çаp, H. Pürbü, Sırgıy, Tаrjаа, K. Şöydеk, Аnçımаа bulunmaktadır (Cььndь cogaaldar, 1937, s. 190-191). Yine bu kitabın sonlarına doğru, TAR ve Tıva ASSR’nin ünlü edebiyatçıları olan Kök-ool ve Tamba-Sürüŋ’ün şiirleri de yer almıştır. Bu kitaba dahil edilen şiirlerin konularına bakıldığında, ana vatan, hayvancılık ve tarımcılıkla ilgili meselelerin, bilim ve kültür hayatındaki olayların ve kadınla ilgili temaların büyük bir yer kapladığı görülür. Bunun yanı sıra, S. Toka’nın başkanlık ettiği bölüğün Tes-Hem eyaletindeki faaliyetlerinin sonucu hakkında müstehzi şiirlere de kitapta yer verilmiştir.

1939 yılında bu derlemenin ikinci kitabı yayımlanmıştır. Burada şiirlerden başka, o yıllarda halk arasında yaygın olan şarkılar ve halk arasında hafızası iyi olan, keskin zekalı kişilerden derlenmiş masallar, deyimler, atasözleri, bilmecelere de yer verilmiştir. A. K. Kalzan’ın araştırmalarına göre, halk dilini edebiyat diline yakınlaştırıp, değiştirip, ezgili kullanma, 30’lu yılların şiirinin özelliklerindendir. Genç şairler, yazılı şiirin ahengini kurma amacıyla halk dilini yeni anlamlarla geliştirerek, yeni bir yönelim başlatmışlardır (Kalzan, 2005, s. 132).

1930-1940 yılları arasında edebiyatın gelişmesi, Tuva halkının milli kültürünün esas yapısının, onun akış yolu içinde şekillenip, kurulmasıyla olmuştur. A. K. Kalzan, bu dönemdeki şiirlerin halk şarkılarının biçimiyle benzer ve nesir örneklerinin ise herhangi bir olaya şahit olanların anlatıları veya edebî üslupla yazılmış anılar niteliğinde olduğu için, bu eserlerin halkın sözlü ürünlerinin dilinden büyük bir farklılık göstermediğini belirtmiştir. Ancak, aynı dönemde yeni konular, tipler, imgeler, idealarla edebî eserlerin oluşup, yavaş yavaş çoğalmaya başladığı görülmüştür. Ancak açık olarak şu bilginin vurgulanması gerekir ki, edebî türlerin yeni yeni oluştuğu bu dönemde, halk edebî ürünlerinin güçlü etkisi ile onun şekil, biçim özellikleri tamamiyle, doğrudan kopyalanmıştır (Kalzan, 2005, s.131).

D.S. Kuular’ın düşüncesine göre, Tuva şiirinin şekillenmesinde Tuva kahramanlık destanlarının biçim, fikrî ve sanatsal özelliklerinin oldukça büyük etkisi olmuştur (Kuular, 1970, s. 4). Süje, poetika ve dil yönünden Аçıtı Kеzеr Mеrgеn, Tаnаа-Hеrеl, Bоktu-Kiriş, Bоrа-Şееlеy, Mögе-Şаgааn-Tооlаy adlı kahramanlık destanlarını L. B. Grebnev, D. S. Kuular, S. M. Orus-ool incelemişlerdir. Tuva yazılı edebiyatının oluşumunda halk şiirinin epitet, karşılaştırma, alegori, abartma, paralellik, metafor oluşturma yolları ve Türk halklarının epik şiirlerinin yapısının da etkisinin büyük olduğu açıktır. 

Tuva şiirinin oluşmasında ilk olarak sözlü halk bilgisi ürünlerinden halk şarkıları, atasözleri ve deyimlerin biçimsel, yapısal etkilerinin de oldukça fazla olduğu söylenmelidir. Şiirin ahenk unsurları bakımından ayrıldığı temel özellikler olan sentaktik ritm, paralellik/koşutluk, gramatikal uyum, aliterasyon, baş uyak, son uyak ve başkaca ifade etme araçlarının tamamı bu küçük türlerde bulunur.

Halk şarkıları, Tuva sözlü edebiyatının en yaygın türüdür ve yazılı edebiyat onun üzerine kurulmuştur. Tuva halk şarkıları, Altay ve Hakas şarkıları gibi, ırı ve kojamık (kojaŋ) olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Halk arasında yetenekli, söz ustası kişilerin yarattığı ve nesilden nesile aktarılan Еr-lе çаñgıs bоlur dоstа…,  Duruyaа kuştu hоyuspаñаr, Ösküstüñ ırı gibi insanın duygularını harekete geçiren, heyecan uyandıran şarkılar halkın zihninde canlılığını korumaktadır:

Аlааk-şınаа еrtinеzi

Аñgır-lа kuştu hоyuspаñаr.

Аl-lа bоttuñ çüldü-lе-çürее

Аnаy-lа kаrаm аttınmаñаr.

 

Tulаа-şınаа еrtinеzi

Duruyaа-lа kuştu hоyuspаñаr.

Turgаn-nа bоttuñ çüldü-lе-çürее

Dundа-lа kаrаm аttınmаñаr.  Ormanların değerlisi

Turpan kuşunu ürkütmeyin.

Bedenim, yüreğim

Anay-kara’mı azarlamayın.

 

Bataklıkların değerlisi

Turna kuşunu ürkütmeyin.

Varlığım, ruhum

Sevgilimi azarlamayın.

 

Bu tür şarkıların en belirgin şekil özelliği sentaktik paralelliktir. Kıtanın son iki mısrasının ideası ve anlamı, ilk iki mısranın ideası ve anlamına paralel/koşuttur. Bu yüzden, Tuva sözlü edebiyatı ve yazılı edebiyat üzerine incelemeleri olan araştırmacı, yazar S. B. Pürbü’nün düşüncesine göre kojamık terimi de müvazi, koşutluk, paralellik ilişkisi kuran kojar (koş-) fiilinden türetilmiştir. 

Sözlü ürünlerin bu sentaktik paralelliği ile ilgili olarak A. N. Veselovski psikolojik paralelizmden bahseder (Veselovskiy, 1940, s. 144).

Atasözleri ve bilmecelerde psikolojik paralellik açıkça görülmektedir. Bize göre, bunun en temel özelliği Tuvaların düşüncesindeki makrokozmos (evren) ve mikrokozmosun (kişi) ayrılmayacak şekilde birbirine bağlı olmasında ve bunların bir uyum içinde olmasında görülür:

Buduktug ıyaşkа kuş çıglır,

Buyannıg öggе çоn çıglır.

(Hadahane, Sagan-ool, 1966, s. 43). Dallı budaklı ağaca kuş konar,

İyilik dolu eve halk toplanır.

Halk şiirinde ünlü seslerin uyuma girmesi, aliterasyon, sözcüklerin anaforik benzeşmesi, totoloji gibi özel ifade yolları şiir edebiyatının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Beraberinde ortaya çıkan ritmik yapılı halk şarkılarından bir örnek:

 

Kаnçаngаn dееş kаygаy-dır sеn,

Kаrаm kаygааr kаnçаngаn mеn?

Çооngаn dееş çоvаy-dır sеn,       

Çоnum çоvааr çооngаn mеn?         Ne diye şaşırırsın,

Sevgilimi şaşırtacak ne yaptım?

Ne diye endişelenirsin,

Halkımı endişelendirecek ne yaptım?

Yukarıda dört mısralık şiirde her mısra 4-4 hecelidir ve kendi içinde de uyuma giren iki bölümden oluşan tsezura (ritmik durak) vardır. Tuva şiirinin öncüleri halk şarkıları ve koşuklarının sanatsal yapısını yenilikçi yollarla geliştirmiş, yazılı edebiyatın temelini atmışlardır. Örneğin:

Аm аmırаdım

Börü-lе ışkаş fеоdаldаrı

Bаldır еdin bаlıglаy bееr,

Bаldır еdin bаlıglааştıñ,

Mаlıvıstı bılааp turgаn.

 

Düjümеttеr dürüm-nе çоk,

Dоrzuk еdin dооrаy-lа bееr,

Dоrzuk еdin dооrаp аlgаş,

Töldüg mаldı tudup-lа çiir.

 

Аmbın-nоyan ааlıngа

Аmır körbеyn çоrааn аrаt.

Аrаt çаzаk turguskаştıñ,

Аmır çırgаl аlgаn-nа аrаt.

                        (T. Sеdip-ооl) (Baldanov, 2001)

Artık Mutluyum

Kurt misali feodaller

Baldır etlerini yaraladı,

Baldır etlerini yaralayıp,

Malımızı zorla aldı.

 

Yetkililer kanunsuzca,

Karnını dilim dilim doğradı,

Karnını dilim dilim doğrayıp,

Yavrulu hayvanları bile yedi.

 

Ambın-noyan yönetiminde

Huzur görmemiş halk.

Halk hükümeti kurulunca,

Mutluluğa erdi halk.

 

 

Tuva şiirinin oluşumunda milli halk sözlü ürünlerinin oldukça büyük bir etkiye sahip olduğu konusunda S. J. Baldanov şöyle ifade eder: “Aslında bu bile, yani halkın yüzlerce yıl içinde oluşturduğu temel, Tuva şiirinin kendine özgü yapısı, estetiği, felsefesi ve niteliğinin özgün taraflarını açıklamaya ve anlamaya yeter.” (Dongak, 2006, s. 81).

Tuva şiirini yapı bakımından teorik olarak inceleme çalışmaları 20. yüzyılın ortalarında 50’li yıllarda başlamıştır. İlk bilimsel çalışma, A. S. Toguy-ool’un, Leningrad Devlet Üniversitesi’nde iken “Tuva şiir yapısını inceleme denemesi” adlı diploma çalışmasıdır. Bu çalışma, Kızıl’da, Tuva dil, edebiyat, tarih bilimsel araştırmalar enstitüsünün (TDLTEŞİ)  Ertem Bijikteri’nde (Bilimsel Yazılar) 1953 yılında yayımlanmıştır. Yine bunun gibi Tuvalı şairler S. Pürbü, B. Höveñmey, S. Sürün-ool, A. Darjay gibi yazar, edebiyatçı, araştırmacılar da Tuva şiiri üzerine incelemeler yapmış, makaleler yazmışlardır. Günümüzde bu konuyla ilgili pek çok çalışma ise U. Dongak, L. Mijit tarafından kaleme alınmıştır.

Tuva şiirinin önemli bir özelliği onun melodi ve müzik ile gerçek bir birlikteliğidir. Buna en güzel örnek teşkil eden şiirlerde, özellikle halk şiirinde, şiirin göze çarpan imgeleri ve melodi birlikte uyuma girer. Tuvaların eskiden şiiri ırı (şarkı) olarak adlandırması bunun en açık kanıtı olmaktadır. Moğolcadan alıntılanan şülük (Mo. шүлэг /şüleg/) terimi 1934 yılında “Bilim Komitesi ve ardından edebiyat şubesinin kararı ile kabul edilmiştir” (Kuular, 1970, s. 21). Geser adlı eposu inceleyen S. Ş. Çagdurov’un belirttiğine göre, şiirin ölçüsünü /veznini açıklarken, ilk ölçüsü veya saymaya başlanan ilk noktası Merkez Asya’nın göçebe halkları arasında yaygın olarak bilinen ölçü yani atın veya devenin bir adımını attığı zaman ölçüsü kadardır” ifadesini kullanır. Moğol araştırmacı D. Tserensodnom, hayvanın tek bir ayağının tam adımına badag (odurug ‘mısra’), dört ayağının tam basımına şüleg kavramlarının uygun olduğunu düşünür. Moğol dilinde şüleg sözü XIV. yüzyıl başlarında Sanskritçeden alıntılanmıştır.  “Moğolların Gizli Tarihi” adlı kitapta bu sözcük bulunmaz. Bu sözcüğün yerine XI-XIII. asır anıtlarda koş, koşug (Tuvacada kojamık), hoşiya, holboo, tuyug gibi genel Altay dillerine ait sözlerin bulunduğuna dikkat çekilmiştir (Çagdurov, 1993, s. 221).

Tuva halkı kendi sevincini, kederini ve düşüncesini, arzularını şarkı türünün estetik taraflarına ve kurallarına tamamiyle riayet eden sözlü ürünlerde, özellikle lirik eserlerde ifade ederdi.

Tuva edebiyatının öncüleri, halk şiirinin ritmini ve ezgisini zorlanmadan kullanmışlardır. Sadece 8 heceli şiir ölçüsüne ve ritmik sentaktik yapısına yeni anlamlar yükleme, devrimci duygu düşünceleri uydurma gereği ortaya çıkmıştır. Tuva edebiyatının gelişiminin genel yönelimi bu şekilde olmuştur. Bu yönelimler, örneğin Pistiŋ ažьl (Bizim işimiz) (1934) adlı kitapta yayımlanan Arattıŋ ırı (Halk Şarkısı) adlı eserde görülmektedir: 

Аrаt çаzаk dоktааgаştıñ,

Аrаt höynü hоstаldırgаn.

Аrаt höynü hоstааn sооndа,

Аmır bаydаl körgеn-nе bis.

                        (Pistiŋ ažьl, s. 112).    Halk hükümeti kurulunca,

Halk özgürlüğe kavuştu.

Halk özgürlüğe kavuşunca,

Huzura, mutluluğa eriştik.

Tuva Edebiyatı tarihine ilişkin Sovyet döneminde yapılan incelemeler sonunda, ilk olarak sosyalist hayatla ilgili şarkıların, şiirlerin yayımlanmış olduğu görülür. Bu eserler, yeni hayatı, Ekim devrimini, Lenin’i, partiyi öven eserlerdi. Bir grup yazarın oluşturduğu bu tarz şiirler ve şarkılar Picii turguzukcular (Genç İnşaatçiler) 1931, Pistiŋ ažьl (Bizim işimiz) 1934, Ööreniili (Öğrenelim) 1936, Caa oruk (Yeni Yol) 1938 adlı ilk kitaplarda yayımlanmıştır. 

Bаşkı Lеnin bаştааnıngа

Bоt-еrgеlig bоlgаn-nа bis.

Bоt-еrgеlig bоlgаn sооndа,

Bаzımçаgа bаrbаs-lа bis.

 

Stаlinniñ аçızındа

Аjılçınnаr аmırааn tur.

Аjılçınnаr аmırааştıñ,

Аrаt bisti аmırаttı.       Üstad Lenin’in liderliğinde

Bağımsız olduk biz.

Bağımsız olduktan sonra,

Aşağılanmaya uğramayız biz.

 

Stalin’in sayesinde

İşçiler sevinç içinde olmuştur.

İşçiler sevinince,

Biz aratları sevindirdi.

 

Farklı bir bilincin kurulmaya çalışıldığı bu yıllarda romantik ve lirik olan halk şarkıları dönemin şiarına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. Tuvacada yer edinen yeni “internatsional”, “proletariy”, “oktyabr”, “revolyutsiya”, “kul’tura” gibi yabancı sözcükler kulağa hoş gelmese de ve şiir ritmine uygun olmasa da halk bunları yine de kabul etmiştir. 

Kаygаmçıktıg İntеrnаtsiоnаl

 

Kаlçааrааn-nа kаrgıstаrgа

Kаçıgdаdıp çоrааn аrаt.

Kаçıgdаldаn çаrıp bеrgеn

Kаygаmçıktıg İntеrnаtsiоnаl.

 

İştikiniñ еzееrgееngе

Еzееrgеdip çоrааn аrаt.

Еzееrgеktеn çаrıp аlgаn

Еnеrеldig İntеrnаtsiоnаl. 

                        (Pistiŋ ažьl, s.103)      Muhteşem Enternasyonal

 

Kuduran zorbalardan

Acı çekti halk

Istıraptan ayıran

Muhteşem Enternasyonal

 

İçeridekilerin zorbalığından

Nasibini almış halk.

Zorbalıktan ayıran

Lütufkâr Enternasyonal.

Dönemin öncü yazarlarının ilk öğretmeni, Tuvaca üzerine önemli incelemeleri olan, çevirmen, filolog A. A. Pal’mbah idi. Onun 1932 yılında kaleme aldığı Darlatkan ulustarını revolyus hostaan (Zulüm altındaki halkları devrim kurtardı) adlı şiiri, Rus şiir yapısındaki uyumu, kafiye sistemini ve aliterasonu kullanarak ilk adımlarını atmaya başlayan Tuva şiirinde yeni yöntemlerin yolunu açmıştır. Tuva şiirinin temel yapısına uygun olmasa da bu yöntem bir yenilik denemesi olarak kabul edilmiştir:

Аm Tıvа rеspublikа dеlgеrееn.

Sоtsiаlistig оrukkа şuut högjееn.

Kаrаñgıdаn аdırlır bijikti çоgааtkаn.

Bijik çоktu çоk kılır dеp dоktааtkаn. 

Hаn ijеr kulоp ışkаş fеоdаl-burgаnnаr,

Hаm, lаmаlаr аjıl çоk аpаrgаnnаr.

            (Tıvа litеrаturа,1964, s.39-40)           Artık Tuva Cumhuriyeti refaha kavuştu.

Tamamen sosyalist yola ilerledi.

Karanlıktan ayrılmada yazıyı yarattı.

Cehaleti yok etmeye adadı.

Kan emici misali feodal beyler

Şamanlar, lamalar işsiz kaldılar.

 

İlk şiirleri yazma denemeleri, yani bir grup yazarın, okuma yazma kursları öğrencileriyle ortaklaşa çalışarak ürettikleri eserler, bu dönemin ilginç bir resmini çizmiştir. Bu şiirler, halk şarkılarının biçim özelliklerini örnek alıp, bu şarkıların sözlerini yeni dönemin fikirlerini yansıtacak şekilde değiştirerek sunmuşlardır (Kuular, 1970, s. 17-18). Bununla ilgili olarak, Z. B. Samdan “yurdun güzelliğini öven Samagaltay adlı halk şarkısı, yeni anlamlarla Lenin’in fikirlerinin propagandasını yapan devrimci bir şarkıya dönüşmüştür” açıklamasını yapar (1987, s. 10). 

Benzer durum, tüm Sibirya halkları milli edebiyatlarında görülmüştür. “Sözleri değiştirilmiş şarkılar” ile ilgili olarak Buryat edebiyatının önemli araştırmacılarından V. Ts. Naydakov ve G. O. Tudenov şöyle ifade ederler: “Bazen birkaç söz veya mısra, başka sözler, mısralar ile değiştirildiğinde çok şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkar. Bir eserin doğaçlama, hemen oracıkta yaratılması ve icra edilmesi halk edebiyatının tabiatındadır. Örneğin, Yohor şarkılarının ve koşuklarının sadece ekleri değiştirildiğinde bile bütün parçanın fikrî-siyasî seviyesi de değişir.” (Naydakov, 1995, s. 132). Hakas şairlerinin ilk edebî denemeleri de benzer şekilde olmuştur. Onlar da “tahpahların biçimini ve parallelliğini, temel edebî yollarını korumuşlardır” (Оçеrki istоrii hаkаsskоy sоvеtskоy litеrаturı, 1985; (Koşeleva, 2001)

16 Haziran 1931 tarihli Şın gazetesinde, Likbez  kampanyasına katılanların çabası ile kaleme alınmış Oktyabrnıŋ çaa ırı (Yeni Ekim Şarkısı) adlı şiir yayımlanmıştır. Şiirin yazarları, devrimi yücelterek, halkı onun zaferlerini korumaya çağırmıştır. Şiiri ortaklaşa yazanların deneyimini okuyucular oldukça olumlu karşılamış, desteklemişlerdir ve kendi şiirlerini yazmaya başlayan halktan da bazı yazılar gazeteye yollanmıştır. Bu şiirlerin yazarları halkın yaşamında devrimci değişikliklerden ilham alan duygu ve düşüncelerini iletmişlerdir. İşte bu şekilde, Tuva yaşamında o dönemlerde yeni propaganda şekli olarak şiir yazma yolu bulunmuştur. Duyguları çoşmuş halka şiirsel ifadeler gerekmiştir (TSLDT 1975, s. 44).

O dönem en güçlü edebiyat grubu Tuva’nın başkenti Kızıl’da kendiliğinden oluşuvermiştir. Bu ekibin üyelerinin tamamı partide veya devlet kurumlarında, gazete redaksiyonunda çalışan ve cumhuriyetin kamusal yaşamında aktif olan kişilerdi. 

Şiirlerin büyük çoğunluğu devrimci politik içerikli, yeni sistemi öven öğüt veren şarkılar, kafiyeli çağrılar ve demeçler idi. Aşağıdaki şiirde kolektif çalışmayı organize etme propagandası yapılmıştır:

Mаlıvıstı östürееli

 

Аrаt çаzаk bıjıg turdа,

Аrаt bistеr еrgеlig bis.

Аzırааn mаldıñ şimizingе

Аrаt bistеr tоdug-lа bis.

 

Bаzımçаnı körbеs dizе, 

Mаlıñ bаjın östürеr sеn.

Bаgаy bаydаl körbеs dizе,

Mаlıñ аjıın sеgidеr sеn. 

            (Pistiŋ ažbl, s. 106).    Hayvanlarımızı Çoğaltalım

 

Halk Cumhuriyeti var oldukça,

Biz aratların hakları da vardır.

Beslenen hayvanların sütüyle

Biz aratların karnı toktur.

 

Aşağılanmak istemiyorsan,

Hayvanlarını çoğaltırsın.

Kötü duruma düşmek istemiyorsan,

Hayvanlarını iyileştirirsin.

Hakas şiiri araştırmacılarının belirttiği üzere, İlk Hakas edebiyatçıları M. Kokov, M. Arşanov, P. Ştıgaşev, A. Spirin, A. Topanov’un 1920-1930 yılları arasındaki eserleri tarım ve tarımcılık hakkında olup, tam da yeni hayatın temaları ile sıkı ilişkili olarak kurgulanmıştır (Nauçnıy Arhiv Tigi, s. 16, 24). 

Halk şarkıları üzerinde değişiklikler yapma eğilimi 1940’lı yıllara kadar devam etmiş, yazılı şiirin iç ritmik-sentaktik yapısını ve biçimini oluşturması bakımından halk sözlü geleneğinde yaşayan şarkıları eski şekilleri büyük bir hazine olarak kalmıştır. O yıllarda yaratılmış dörtlüklerden oluşan şiirlerin tamamı halk şarkıları ezgisiyle şarkılaştırılmıştır:

Hаjıızındаn hаrаp köörgе,

Hаnа hееlig Tıvа çurtu.

Kаş-dаа sööktü kаttıştırgаn

Kаrl, Mаrks, Lеninni   Dışarıdan bakıldığında 

Süslü, desenli Tuva yurdu.

Kaç boyu birleştirdi

Karl, Marks, Lenin’i.

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız Tuva şiirinin oluşup, gelişmeye başladığı 1930’lu yıllarda, eserlerde yeni sistemi öğrenmeyi destekleyen, ilham veren devrimci şarkıların çokça yer kapladığını vurgulamak gerekir. L. N. Romanova, Saha (Yakut) şiirinin 1920-1930 yılları arasındaki durumuna ilişkin şu açıklamayı yapar: “Yönetim, edebiyata ilişkin, onu kendi silahı, düşüncesinin ileticisi, geniş halk kitlesinin aklını hiç şüphesiz kendi sistemine yönlendirme amaçlı siyasî bir programın demeçlerinin sunucusu yaparak, kusursuz bir taktik seçmiştir.” (2005, s. 104). 

1930’lu yılların sonunda, bu dönemlerde vuku bulan kültürel devrime oldukça fazla etkisi olan, günün önemli meseleleriyle ilgili konuları gün yüzüne çıkaran satirik şarkılar ve şiirler görülmeye başlar (Kuular, 1970, s. 37). Hazırlıksız, hemen oracıkta, doğaçlama icra edilen piyeslerde olduğu gibi bu şarkılar ve şiirlerde de feodaller, lamalar ve şamanlarla alay edilmiştir.

Tuva şiirinin teşekkülünde Rus şairlerin, özellikle A. Puşkin ile V. Mayakovski’nin eserlerinin etkisi azımsanmayacak derecededir. 11 Şubat 1937 tarihinde “Areve Şını” adlı gazetede A. Puşkin’in ölümünün 100. yılı dolayısıyla, şiirlerinin Tuvaca çevirilerinin yer aldığı sayfalar bulunur. 13 Şubat 1937’de Şagdır-Sürün adlı kulüpte düzenlenen halka açık bir toplantıda A. A. Pal’mbah bir bildiri okumuş ve böylelikle Tuva halkı büyük Rus şairi A. Puşkin’in eserleri hakkında ilk defa bilgi sahibi olmuştur. Toplantıya katılanlar “Puşkin’in edebî faaliyetlerini öğrenme ve yayma, şairin eserlerini “Tuva halkının yaşamında eskinin kalıntıları ile mücadele aracı yapma” ile ilgili halka çağrı yapmayı kabul etmiştir (Şın, 1937, s. 2)

1937 yılının mart ayında Revolyustug arat (Devrimci Arat) adlı derginin birinci sayısı yayımlanmış, burada A. Çimba’nın “Natsional-revolyustug uran çogaal” (Ulusal-Devrimci Edebiyat) adlı bir makalesi yer almıştır. Çimba, bu makalesinde, edebî çevirilerin, ayrıca A. S. Puşkin’in eserlerinin Rusçadan Tuvacaya çevrilmesinin mümkün olmadığını iddia eden düşünceyi sert bir dille tenkit eder (Nаuçnıy аrhiv TİGİ, d.527.).

Böylelikle Puşkin’in ölümünün 100. yılında onun pek çok şiiri ve eser, örneğin Ya pаmyatnik sеbе vоzdvig nеrukоtvоrnıy…, Prоrоk (Çev. S. Pürbü), K Çааdаеvu (Çev. S. Toka), Vо glubinе sibirskih rud… (Çev. S. Sаrıg-ооl), Kаpitаnskаya dоçkа (Çev. S. Sаmbа-Lundup) ve bunun gibi başkaca eserleri Tuvacaya kazandırılmıştır. “Puşkin Günleri” Tuva şiirinin gelişmesinde, önemli bir rol oynamış, böylece ilk Tuva edebiyatçıları, şiiri sanatsal ifadelerle yaratmanın yeni yollarını öğrenmiş, farklı şekil özelliklerini görmüşlerdir. 

Rus klasikleri ile tanışarak bunların araştırılması sonucunda Tuvalı şairler Rus şiirinin tür ve biçim yönünden zenginliğini kendi şiirlerinde kullanmaya çalışmışlardır. Örneğin, Mayakovski’nin  meşhur merdiven şeklindeki mısralarını başarılı bir şekilde örnek alıp, tonlamayı (intonasyon) güçlendirerek, Tuva şiirini, ideolojik çoşku ve duyguların ifade edilişini bileyen yollar ile zenginleştirmişlerdir. Kıtalarda mısra sayısını sadece dört mısra ile sınırlamadan, bu sayıyı altı, yedi, sekize kadar çıkarmışlardır. “V. Mayakovski’nin deneyimlerini Tuva şiirinde ilk olarak S. Pürbü Çalıı nazınnıñ kılajı (Gençliğin Adımı) adlı şiirinde uygulamıştır” (Samdan, 1987, s. 98).

27 Şubat 1941’de Şın gazetesinde ünlü Ukraynalı şair T. G. Şevçenko’nun ölümünün 80. yılı dolayısıyla “Taras Grigoryeviç Şevçenko” adlı makale yayımlanmıştır. 25 Temmuzda ise Hostug Arat gazetesinde M. F. Lermontov’un ölümünün 100. yılı anısına bir edebiyat sayfası ayrılmıştır. Burada M. Y. Lermontov’un “Na smert’ poeta” (Çev. S. Pürbü), “Bеlееt pаrus оdinоkiy”, “Prоşçаy, nеmıtаya Rоssiya” (Çev. S. Sarıg-ool) adlı şiirleri Tuvaca tercümeleriyle yayımlanmıştır (Tuvinskaya Pravda, 1942, 122-123, s. 21).

Bu yüzden, ilk adımlarını atan Tuva şiirinin ve Tuva şairlerinin, edebiyat bilgisi, yazarlık yeteneği ve manzum eserler yazma tekniklerinin gelişmesinde, Rus ve birlik içindeki Cumhuriyet halklarının da etkisi olmuştur. 

Sonuç olarak, genç Tuva şiiri halkın sözlü ürünlerinden faydalanmış, özellikle halk şarkılarının estetik prensiplerini örnek almıştır, ancak kendi döneminin ideolojik gereklerinden kurtulamamıştır. Tuva şairlerinin ilk eserlerine bakıldığında şiirlerin büyük bir kısmının Lenin’i, Stalin’i, komünist partiyi öven, Ekim devrimini, sosyalist refomları, sınıf mücadelesini ortaya çıkaran propaganda şiirine ait olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu eserlerin tamamının bir zorlama ile yazıldığını düşünmek yanlıştır; çünkü, bu eserlerin büyük bir çoğunluğu devrimi ve yeni sistemi gerçek duygularla kabul etmiş kişilerce kaleme alınmıştır. Ancak, propaganda yapan şiirlerin yazılışında bile yeni biçim ve tür arayışı içine girildiğini de belirtmek gerekir. 

O dönemlerde Tuva şiirini tür bakımından, fikrî ve edebî yönlerden zenginleştiren baladlar ve şiirlerin yanı sıra, vatanseverlik konulu, lirik, tenkit içeren eserler de görülmeye başlar. Bu durum, özellikle Büyük Yurtseverlik Savaşı yıllarında yazılmış şiirlerle doğrudan ilgilidir. O yıllardaki şiirlerin çoğunluğu ideolojik zorlama ile değil, faşizme, işgalcilere karşı içten gelen bir öfkeyi yansıtmak üzere ve SSCB içindeki halklarla dostluk içinde birleşme duygu ve düşünceleri ile yazılmıştır.

Açıkça ifade edilen ideolojik eserler ile paralel olarak, Tuva şairleri memleket, doğa, sevgi, insanî duyguları ve değerleri yücelten şiirler de yazmışlardır. Az sayıdaki bu şiirler, gelişim aşamasından sonraki Tuva şiirinin tomurcuklanma aşamasını oluşturmuştur. Tuva şiirinin gelişmesi, sosyalizm döneminde ideolojik baskı altında gerçekleşmiş olsa da, Tuvalı yazarların millî tarihlerine, ulusal yapılarına, geçmişten gelen ve korunan kültürel değerlerine olan ilgileri uyanmış, Tuva insanının düşünce dünyasını kaplamaya başlamıştır. 

Günümüz Tuva şiirinin oluşup, gelişmesinde Rus ve Sovyet şairlerinin eserlerinin Tuvacaya tercüme edilmesinin de büyük bir rolü vardır. Onların edebî faaliyetlerini öğrenerek Tuvalı yazarlar şairlik yeteneği ve şiir üretmekte yeni düşünceleri, kendi gerçek düşüncelerinden doğan, hiç kimseye benzemeyen, yepyeni imgeleri arayarak bulmayı deneyip, öğrenmeye başlamışlardır.

Yeni doğan millî şiirde bazı yetersizlikler olsa da, Tuva şiirinin ilk adımları, sonraki aşamalarda ilk eserlerin görülmeye başlamasının uygun bir zemini olmuştur. Bu şiirler, gerçek hayatı sanatsal yollarla kavrayan, toplumsal olayları ve bu süreci genelleştiren, duygu düşüncelerin lirik çoşkusu sinmiş şiirlerdi.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 210. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 210. Sayı