Yakup ÖMEROĞLU


 01 Kasım 2024


Türk dünyasının   Yakup Ömeroğlu hakkında konuşması  gereksizdir. Çünkü Türk dünyasında edebiyattan bahsedilen her toplulukta  Yakup Ömeroğlu ışığı vardır. Kimsenin sözünü eğmedi, kimseyi kırmadı. Kendisine gönüllerde saygın bir taht kurdu.

Yakup Ömeroğlu hem siyasetçiydi, hem diplomattı hem de edebiyat sözün bilgesiydi. 16 Ağustos 2024 te sanki Türk dünyasının edebiyat ormanında bir fırtına esti ve büyük  bir ağacı kökünden, dallarından sökerek aldı götürdü. O gün AVRASYA Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Hocamızı kaybettik.

Onunla en son vefatından on gün önce telefonla görüşmüştük. Aynı gün kanser olduğunu öğrendim. Hocamıza AVRASYA Yazarlar Birliğinin desteğiyle yayınlanacak olan  “Sahaya” kitabımı ne zaman yayınlayacaklarını sordum. Bir kaç gün sonra  yorgun ve inleyen bir sesle bana cevap verdiğinde kanserle mücadele ettiğini söyledi. İyileşir iyileşmez kitapla meşgul olacaktı.

Bende hocamızı rahatsız etmemek adına, ani hastalığının yarattığı şaşkınlığımı ve sıkıntımı daha sonra sözlerle dile getirerek kendisine mesaj gönderdim. Sesli mesaj sonunda göz yaşlarıma boğuldum. “üzülmeyin her şey yoluna girecek.” diyerek beni teselli etti. 
Daha sonra neredeyse iki günde bir ona sesli mesaj gönderdim ki onun için endişelendiğimi bilsin. Düşündüm ki onun için endişelenen insanlar olduğunu ona bildireyim. Azerbaycan’ da onun için endişeleniyorduk.

On gün sonra aldığımız kötü haber...

Yakup Bey'in çok güçlü olduğunu ve bu zehirli hastalığı yenebileceğini düşündüm. Ama öyle olmadı. Tanrı bu sefer dualarımızı duymak istemedi. Allah’ ın Yakup Ömeroğlu gibi salih bir insanın ruhuna daha çok ihtiyacı var gibi.

21. Yüz yılın Türk yüz yılı olduğu bir sır değil. Böyle asırların başlarında fırtınalar, seller, depremler olur. Sonra sorular netleşiyor, hava temizleniyor. Böyle fırtınaları, depremleri, arkadaşlarımızla birlikte yaşadık. Yakup Ömeroğlu her zaman  o arkadaşların yanında oldu.

Başkanlığını yaptığı Kardeş Kalemler dergisi her birimizin gönül sözünün  güvenebileceği bir dergiydi. Türk dünyasının mutlu, bayramlı ve hüzünlü günlerinde, söz ehli yazarlar, şairler tarafından yazılan şiirler, hikayeler ve anılar bu derginin sayfalarında yayınlanıyordu. Bu onun Türk dünyasında meydana gelen her olaya karşı tavrını gösteriyordu. Azerbaycan topraklarının düşman işgali altından kurtarılmasının ardından bu Zaferi dergi sayfalarında defalarca ölümsüzleştirdi.

O günlerde kendisiyle yaptığımız konuşmaların birinde, “Karabağ da şehit olan  ve savaşan şehit ve gazilerimizin şiirlerini bir araya topladım.” dedim bu haber onu çok sevindirdi. Benden o şiir kitabını istedi. Atabey Barış’ ın tercümesiyle “Zafer Kokan şiirler.”  kitabını Azerbaycan Türkiye Sefirliği’ nin desteği ile yayınlandı.

Türkiye'de 2023 yılının 6 şubatında başlayan deprem nedeniyle ortaya çıkan felaketlere her birimizin yüreği yandı. Elimizden gelen yardımları yapmaya çalıştık. Ve tabi ki biz söz insanları, acılarımızı söze dökerek, o büyük doğal afette hayatını kaybeden insanlara ve onların akıbetlerine üzüldük.  Yakup Ömeroğlu, o deprem felaketinin yarattığı acılarımızı, şiirlerimizi, hikayelerimizi "Kardeş Kalemler" özel sayısıyla ölümsüzleştirdi.

Bütün bunları neden yapıyordu?

Çünkü tepeden tırnağa kadar, bütün cismiyle Türk dünyasının, dost dediklerinin, mazlum insanların yanındaydı. Ağacın dalından düşen bir yaprak bile Yakup Ömeroğlu' nun yüreğinde iz bırakıyordu.  Böyle dertleri, acıları içine çektiği için, hayatının en bereketli döneminde, her birimizin daha çok ihtiyaç duyduğu bir anda, başına kanser denilen bela geldi. Onu bizden alıp götürmesi bir oldu.

27 Eylül 2024' te Yakup Ömeroğlu önderliğinde Ankara'da "Zafer Kokan Şiirler" kitabının tanıtımını yapacaktık. Ancak o gün Yakub Bey en sevdiği kitabın tanıtımına gelmedi. O gün Yakub Ömeroğlu' nun bu dünyadan ayrılıp Allah'a uçmasının 40. günüydü. Kitabın tanıtımına katılanların her biri o gün şehitlerimizle birlikte Yakup Ömeroğlu' nu da andı.

Ankara' dan Bakü' ye dönmeden önce Cebeci Asri mezarlığına giderek Mehmet Emin Resulzade' nin kabrini ziyaret ettim. Ziyaretim biter bitmez beni canlı izleyen Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Sayın Ufuk Tuzman telefonda bana Yakup Ömeroğlu' nun da Mehmet Emin Resulzade'nin bulunduğu kutsal mekanın yanında sağ tarafta uyuduğunu söyledi.  Ufuk Bey bana bir video görüntüsü ile yol gösterdi. Yakup Beyin henüz soğumamış mezarını buldum ve mezar taşının önünde eğildim. Mezarının başında dua ettim. Yaptıklarımızı ve yapabileceklerimizi anlattım. İnandım ki Tanrı'nın yanındaki ruhu beni duyuyordu. Türk dünyasının böyle bilgeleri, önderleri ve söz sahipleri yaptıkları güzel işlerle hakkın dergahına yükseliyorlar.  Ona dedim ki Aziz kardeşimiz görüştüğün mukaddes ruhlara  selamımızı ilet.  Uçup gittiğin yeni menzilin, yeni makamın kutlu olsun. Biliyorum ki ruhlar makamında yanında olanlar seviniyordur.

Yakup Ömeroğlu bütün Türk dünyası için  kaygılandırıyordu. O, "Bengü Yayanlar" kitap serisi ve "Kardeş Kalemler" dergisiyle bütün Türk halklarının edebi ve kültürel mirasını yaşatan bir TÜRK' tü. Ömrünü bu mücadeleye, bu aşka, bu yola adadı... İsmail Gaspralı geçen yüzyılın başında bu amaçla "Tercüman" gazetesini çıkardı. Yakup Ömeroğlu günümüzün, modern İsmail Gaspral'ısıydı.

Hangi madalyaların, nişanların, ödüllerin sahibi olduğunu bilmiyorum... Sadece Yakup Ömeroğlu' nun her söz adamının, Türklük uğruna mücadele edebilen herkesin gönlünde yeri olduğunu biliyorum.

 

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 215. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 215. Sayı