Yakup Ömeroğlu’da Göçtü Bu Fani Dünyadan


 01 Eylül 2024

Vadesi Gelen Gidiyor. Bu fani dünya kısa bir müddet bize ev sahipliği yapıyor. Çünkü dünya sürgününe çıkan ruh; vadesi dolunca dönüyor o asli ervah alemine. İşte bugün bu gerçek bir kez daha tahakkuk etti. Altı gün önce Türkiye Yazarlar Birliği’nin Kurucu ve Şeref Başkanı, D. Mehmet Doğan’ı bu fani dünyada dostlarının elleri üzerinde Tacettin Dergahındaki kabrine tevdi ettik yolculadık öte aleme. Yolu açık olsun. Kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. 

Kalplerimizin sızısı daha dinmemişken bugün de Türkiye Yazarlar Birliğinin beşinci Genel Başkanlığını yapmış; Avrasya Yazar Birliği’nin Kurucu Genel Başkanı değerli bilim adamı, yazar ve düşünce insanı Yakup Ömeroğlu da göçtü bu fani dünyadan öte aleme. 

Koca Reis, aziz dostum D. Mehmet Doğan karaciğerden, Yakup Ömeroğlu ise aktan göçtü öte aleme. Bu meret girdi mi bir bedene; onu yiyip bitirmeden kolay kolay çıkmıyor oradan. İşte bu meret ilet her iki dostumuzu da aldı bizlerden. Onlar da bizleri hicrana boğup gittiler ölümsüzlük ülkesine. Üzüntümüz ve kederimiz büyüktür. Yazarlar bu alemin kandilleridir. Bu dünyanın parlayan kandilleri birer birer sönüyor dostlarımız aramızdan gidince. 

Yazar, hikayeci ve eylem adamı Yakup Ömeroğlu da elli sekiz yaşında aramızdan en verimli çağında ayrıldı. Ardında hem ailesini yetim hem de koca bir Avrasya’yı bıraktı ardından Onun Türk ve İslam dünyasından şair, edip ve ilim adamının beş yüzü aşkın ilmi ve edebi eserlerini Türk diline kazandırması her takdirin üstündedir. O, gönül Coğrafyamızla Anadolu’yu biri birine bağlayan kavi köprüleri kuran biri idi. O tam bir gönül adamıydı. Başında bulunduğu Avrasya Yazarlar Birliği’nin tüm Orta Asya ve Batı Trakya’da yaptığı bu müsbet faaliyetleri asla unutulmayacaktır. Yayımladığı yüzlerce güzide eserler onun ahiretteki cari hasenatı olacaktır. Yolun açık olsun aziz dostum. Bizden önde gidenlere selam söyle. Onlar erdiler muratlarına şimdi sıra bizde. Günü gelince bizde ereceğiz muradımıza. Fani dünyadan gerçek hayata avdet edeceğiz. Ne mutlu hakikat üzre istikametimizi kaybetmeden varsak menzilimize. 

Rabbim sana rahmet eylesin.

Mekânın cennet olsun aziz kardeşim.

Türkiye Yazarlar Birliğinin Kırk beşinci Kuruluş Yılı için hazırlanan kitapta yazdığım kısa yazıda Yakup Ömeroğlu için: “Necmettin Turinay’dan Türkiye Yazar Birliği Başkanlığı, Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu’na geçer. Yakup Ömeroğlu ile hep resmî kalmıştık. Türkiye Yazarlar Birliği Başkanlığı Yakup Ömeroğlu’ndan Prof. Dr. Hicabi Kırlangıca geçer.” diye yazmıştım. 

Yakup Ömeroğlu’nun bir ayı aşkın hasta olduğunu dostum Mehmet Nuri Şahin’den duyunca onu hemen telefonla aramış ve uzunca konuşmuştuk. Kitapta yazdığımı da anlatmıştım kendisine. O da okuyacağım yazıyı demişti gülerek. Geçmiş olsun dileklerimi iletmiştim. “Rabbim acil şifalar versin ki bir an önce birlikte olalım!” demiştim. Çok sevinmişti bu arayışıma. Onunla yeniden görüşmek dileğiyle telefonu Mehmet Nuri Şahin’e vermiştim. Mehmet Nuri Şahin ile onun muhabbetleri kavi idi. Nereden bilecektim bu sevinci yaşatan dostum Mehmet Nuri’den bu kez de onun acı haberini alacağımı? 

Koca Reis, aziz dostum D. Mehmet Doğan’nın vefatıyla ilgili yazığım yazıyı WhatsApp’tan Yakup Ömeroğlu’na göndermiştim. Belki okur da dua eder diye. 

Cuma namazından sonra Mehmet Nuri Şahin’i arayınca, o; Yakup Ömeroğlu’nun acı haberini üzüntüyle vermişti bana: “Yakup Ömeroğlu da gitti öte aleme. Başımız sağ olsun.” demişti üzülerek. Bu haber beni çok üzdü. İçimi yaktı. Demek gönderdiğim yazıyı okuyamamıştı. Ah ölüm ah! Sen, dostları biri birinden ayıran karaçalı gibisin! Sen; ruhlarımızın ızdırabı daha dinmeden yenisini harlayasın. Kimseye asla torpil yapmayansın. Herkese eşit mesafedesin. Daha bir aziz dostumun acısı kalbimde dinmeden bir dostumun daha acısını ekleyensin. İnsan topraktan olduğu için bu acılara dayanıyor. Yoksa bu acılar çekilir mi? Toprak kurşun geçirmiyor. 

Yakup Ömeroğlu, dedeme üç yıllık sürgününde ona yurtluk yapmış Çankırı topraklarda doğmuştu. Onun hamuru Çankırı Şabanözü toprağından yoğrulmuştu. Onun sağlam karakteri de bu toprağın güzelliğinden olsa gerek? Coğrafyanın insan karakterinin üzerinde etkisi vardır. 

Mehmet Nuri Şahin hüzünle: “Gel, gideceğiz ailesi ve dostlarına başsağlığına Hamamönü’ne.” demişti. 

Buluştuk Mehmet Nuri Şahin ve Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’yla. Hamamönü’nündeki Avrasya Yazarlar Birliğine gittik. Dostlarımız ve onun kadim dostları orada hüzün içinde toplanmışlardı. Onlara selam verdik. Kederleri yüzlerinden okunuyordu Halleştik. Dertleştik onlarla. Bir varmış bir yokmuş gibi! Birçok dile çevrilmiş Hikâye kitabının adı: “İki Çınar” gibi, iki fidan evladına da sabırlar diliyoruz. Mehmet Nuri Şahin ile muhterem eşlerine taziyelerimizi sunarken; onun o vakur duruşu ve bizleri metanetle karşılaması; su serpti yüreğimize. Karşımızda Yakup Ömeroğlu’nun muhterem refikaları; hayat arkadaşını cennete uğurlayan canlı bir abide gibi idi. Ölümün bir hiçlik değil, bir vuslat olduğuna iman etmiş bir mümine vardı karşımızda. Ruhun şad olsun. Kabrin nurlarla dolsun. Senin için bugün düğün, bizim için ise matemdir. Düğünün kutlu olsun yiğit insan! Vefalı dost! Gönül adamı! Yolun açık olsun. 

Yüce Rabbimden başta kederli ailene, acılı evlatlarına, seni seven edebiyat, kültür ve sanat camiasına, gönül coğrafyamızdaki tüm dostlarına sabr- ı cemiller diliyorum. 

Milletimizin başı sağ olsun. 

İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.

Bu yazı Kardeş Kalemler dergisinin 213. sayısında yer almaktadır. Derginin bu sayısında yer alan tüm yazılara aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Kardeş Kalemler 213. Sayı