HaftanınÇok Okunanları
TANER GÜÇLÜTÜRK 1
COŞKUN HALiLOĞLU 2
KEMAL BOZOK 3
HİDAYET ORUÇOV 4
SEYFETTİN ALTAYLI 5
AHMET KARTAL 6
Serdar Dağıstan 7
Taner GÜÇLÜTÜRK*
Kosova Türk Çağdaş Edebiyatının usta kalemi Aziz SERBEST, 34 yıl aradan sonra okurlarına şiir ve resmin büyülü birlikteliğini sunuyor. Son birkaç yıl içerisinde “Dağım Benim” adlı şiirlerinin ikinci baskısı ve “TAN’da Neler Yazdım?” adlı kitaplarından sonra üçüncü yeni eseriyle edebi üretkenlik bakımında adeta edebiyatta ikinci baharını yaşıyor. Yeni kitabın çok yakında görkemli bir biçimde tanıtılması ve okura ulaştırılması planlanıyor!
Aziz Serbest, Kosova Türk çağdaş edebi yaratıcılığının köşe taşlarından biri. İlk şiir kitabı “Dağım Benim”in üzerinden geçen 34 yıl, onun şiire ve sanata olan bağlılığının bir kanıtı. Kosova Türk Yazarlar Derneği Yayınlarından çıkan “Durdurulmuş Zaman” - şiirli resimler kitabı, yalnızca bir şiir kitabı değil; ressam Gültekin Serbest’in eserleriyle harmanlanmış, zaman, tarih ve insan temalarını lirik bir dille işleyen bir sanat manifestosu. Şairin deyişiyle, bu kitap “sözcüklerin görsel yansıması”nı arayan bir çabanın ürünü. Yeni eseri, zamanı durduran bir sanat yolculuğu!
Tarihin ve coğrafyanın izinde giden kitap, Balkanlar’ın kültürel dokusunu, göçün hüznünü ve insanın zamana direnişini ele alıyor. Şiirlerinde Prizren’in taş sokakları, Van Gölü’nün mavisi, Gagauz köylerinin sessiz çığlıkları ve Çanakkale destanı gibi coğrafi ve tarihsel imgeler, okuru bir zaman yolculuğuna davet ediyor. “Resim bir anlamda sözcüklerle resim yapma sanatıdır şiir. Sözcüklerin yarattığı anlamlar şiirden taşarken resimle buluşur” diyen Serbest, bu eserde sözcüklerle kardeşi ad yapmış ressam Gültekin Serbest’in tablolarından özel bir seçkiyle yeni şiirlerine de yer veriyor.
Öncelikle eserin üslup ve dili adeta damıtılmış emsal bir şiir estetiği örneği. Aziz Serbest’in üslubu, lirik bir yoğunluk ve tarihsel derinlik taşıyor. Şiirlerinde Kıpçak bozkırlarından Osmanlı mirasına, modern insanın yalnızlığından pandeminin izlerine uzanan bir çeşitlilik göze çarpıyor. Şair, Fahri Mermer’in 1991’deki değerlendirmesini haklı çıkarırcasına, her dizesini “damıtılmış” bir özenle işliyor: “Çocuklar / Erdemlidir çocuklar doğuştan / Kabul ederler bedenlerini olduğu gibi...”
Kitapta öne çıkan şiirler ve resimler iki sanatın sembiyozu (ortak yaşamı) gibi. “Durdurulmuş Zaman”, kitaba adını veren bu şiir, zamanın akışına meydan okuyan bir metaforla örülü. Gültekin Serbest’in “İstanbul Vakti” tablosuyla bütünleşen dizeler, geçmiş ve şimdi arasında köprü kuruyor.
“Prizren’e Yinelemeler” adlı ve tarihin Bizans’tan Fatih’e uzanan izlerini taşıyan bu şiir, Nostalji resmiyle Prizren’in ruhunu yansıtıyor. Ahtamar Kilisesi’nin taş işçiliğini şiirleştiren Van şiiri ise Hacivat ve Karagöz’ün Düşü tablosuyla Anadolu’nun kadim hikâyesini anlatıyor.
Kitap, Gültekin Serbest’in 40’a yakın eseriyle görsel bir şölen sunuyor. Kanadımdaki Zümrütler, Galata’da Kuşluk Vakti ve Kız Kulesi’nde Ayçiçekleri gibi tablolar, şiirlerin atmosferini somutlaştırıyor. Kapak tasarımındaki minimalist estetik ise kitabın “zamanı dondurma” iddiasını vurguluyor.
Şairin Yolculuğu: 34 Yıllık Sabrın Karşılığı
Aziz Serbest, 1954 Prizren doğumlu. Ankara’da başlayan edebiyat serüveni, Kosova’nın Türkçe kültürel ve sanatsal mücadelesiyle şekillendi. İlk kitabından bu yana “damıtılmış şiir” anlayışını benimseyen şair, bu kitapta resimle kurduğu diyaloğu öne çıkarıyor. Balkanlar Uluslararası Süleyman Brina Ödülü gibi prestijli ödüllere layık görülen Serbest, Türkçenin Balkanlar’daki sesi olmayı sürdürüyor.
“Şiir ve Resmin Nadir Buluşması”
Kitap, edebiyat çevrelerinden büyük ilgi göreceği şimdiden belli. Serbest’in dizeleri, Gültekin’in fırçasıyla buluşunca ortaya zamana meydan okuyan bir manifesto çıkıyor ve Balkan Türklerinin kimlik mücadelesi ve savunmasının estetik bir ifadesi olarak esere yansıyor.
Zamana Direnen Metaforlar ve Kolektif Hafıza
Aziz Serbest’in şiirleri, Balkan coğrafyasının kolektif hafızasını kelimelerle dokuyan bir tarihçi titizliği taşıyor. Her dize, Osmanlı’nın izlerini taşıyan Prizren sokaklarından, Gagauz köylerinin sessiz direnişine uzanan bir kimlik arayışı sunuyor. Örneğin, “Prizren’e Yinelemeler” şiirinde Bizans’tan Fatih’e uzanan imgeler, şehrin katmanlı tarihini “Vasilius beratında unutulmuş zenginlikler” gibi metaforlarla somutlaştırır. Bu, yalnızca bir mekân tasviri değil, aidiyetin poetik bir haykırışı.
Şairin dilindeki lirizm, Nâzım Hikmet’in epik tonu ile İlhan Berk’in deneysel imgeleri arasında gidip geliyor. “Ellerimle Tutuyorum Rüzgârı” şiirindeki “Köpekler yüzüyor denizde / Sadece serinliyorlar mı?” dizesi, absürt bir gerçeküstücülükle sıradanın şiirini buluşturuyor. Bu, Serbest’in sözcükleri “damıtma” dediği sürecin bir yansımasıdır: Her imge, bir anlam kuyusunda olgunlaştırılmıştır.
Resim ve Şiirin Diyaloğu: Görselin Sesi, Sözün Rengi
Gültekin Serbest’in resimleriyle kurulan bu diyalog, kitabı çok katmanlı bir sanat nesnesine dönüştürmüş. Örneğin, “Kanadımdaki Zümrütler” tablosunun altında yer alan “Çocuklar” şiiri, resmin naif renkleriyle şiirin masumiyet temasını birleştiriyor. Ressamın kübist izler taşıyan figürleri, şairin “Zamanın çarkları öğüterek çoğaltıyor bizleri” dizesindeki varoluşsal kaygıyı görselleştirir. Bu, şiirle resmin birbirini tamamlaması değil, yeni bir dil yarattığı anlamına geliyor.
Kitap, geçmişle bugünü “durdurulmuş zaman” metaforuyla buluşturuyor. Örneğin, “SEDDÜLBAHİR 109” şiiri, Çanakkale’yi yalnızca bir destan değil, “Karlı buzlu koyaklarda içtik suları / Anadolu’da” gibi insani ve coğrafi bir deneyim olarak zamansız bir anlatı sunuyor.
Serbest, Türkçenin Balkan lehçelerini şiire taşıyarak “Anglayın” (anlayın) gibi yerel sözcüklerle dilin sınırlarını genişletir. Bu, bir dilin kaybolmamak için varoluş direnişi ve dilin sınırlarını zorlamasıdır.
“Salgına Saldık Kendimizi” şiiri, pandemiyi “Mangal insanları konuşuyorlar, sanki duyulmuyorlar” dizesiyle evrensel bir trajediye dönüştürürken, Prizren’in dar sokaklarına kök salar ve evrensel temaların yerelle buluşur.
Sadece kardeşi Gültekin değil Serbest de kelimelerle resim yapan bir usta. Bu kitap, Balkan Türklerinin sessiz çığlığını estetiğe dönüştüren bir başyapıt. Ve 34 yıllık suskunluk, böyle bir eser için beklemeye değmiş. Şiir ve resim, bu eserde tarihin şahitleri gibi. Ve Gültekin’in fırçası, Aziz Serbest’in sözcüklerine nefes veriyor. Bu, sadece bir şiir kitap değil, kültürel bir arkeoloji çalışması.
Bu Kitap Neden Okunmalı?
Durdurulmuş Zaman, edebiyat ve görsel sanatların kesişiminde benzersiz bir deneyim sunuyor. Aziz Serbest’in şiirleri, sözcüklerin sınırlarını aşarak resimle dans ederken, Gültekin Serbest’in tabloları da şiirin bıraktığı boşlukları dolduruyor. Bu kitap, Balkanlar’ın yüreğinden kopup gelen ancak evrenselliğiyle her okuyucuya ulaşacak bir miras. Durdurulmuş Zaman, yalnızca şiir severler için değil, sanatın farklı disiplinlerine ilgi duyan herkes için bir hazine. Aziz Serbest’in sözcükleri ve Gültekin Serbest’in renkleri, okuru Balkanlar’ın tarihsel dokusu, Anadolu’nun kadim hikâyeleri ve insanın evrensel yalnızlığı üzerine düşündürüyor.
Peki, Serbest’in yeni kitabıyla “Zamanı durdurmak mümkün mü?” sorusuna cevap arayanlar için “Güneş” adlı şiirinin şu dizeleri sanki yanıt verir nitelikte: “Işık saçmak hep / Ve her yerde / Ve sonuna kadar / Işık saçmak / İşte benim inancım / Ve güneşin de…”
Bu dizeler, yalnızca bir şiirin değil, bir ömrün deklarasyonu...
Önerimiz, bu kitabı, bir Türk kahvesi eşliğinde gül kokan şehir Prizren’in asmalı taş sokaklarını gezer gibi hayal ederek okuyun. Zamanı durdurmak mümkün! “Resimler şiirden taşar, şiirler resme sığınır.”
Aziz Serbest, 18.02.1954 yılında Prizren’in Kurila mahallesinde doğdu. Ailesiyle birlikte 1955 yılında göç ettiği Ankara’da yaşadı. İlk, orta, lise ve yükseköğrenimini orada yaptı. Basın dünyasına ilk adımını 27.09.1979 yılında TRT’nin açtığı yapım görevlisi sınavlarından sonra aldığı “Hizmet öncesi eğitim” ile attı. Daha sonra Priştine’de yayınlanan Tan gazetesinde kültür, sanat sayfalarında sorumlu gazeteci olarak çalıştı.
Kosova Türk sanat ve edebiyatıyla, Prizren Türk tiyatrosunun kuruluş ve gelişme evreleri içinde bulundu. Şiir ve edebiyat uğraşından hiç kopmadı. İlk şiir kitabı “Dağım Benim” 1991 yılında Priştine’de Tan Yayınları arasından çıktı.
Tan Gazetesinde yer alan yazı ve söyleşilerinden (1981-1991) seçmelerden oluşan “Tan’da Yazdıklarım” kitabını 2021 yılında Kosova Yazarlar Derneği Yayınları arasında çıkardı. İkinci kitabı “Durdurulmuş Zaman”ın yanı sıra edebiyat ve kültür tarihimiz üzere Prizren’ de “Türkçem” dergisinde yazıları yayınlanan Aziz Serbest, “Balkanlar Uluslararası Süleyman Brina Türk Kültürüne Hizmet Ödülü”, “Yugoslavya Prizren Türk Tiyatrosu’nun 60.Yılı Ödülü”, Rumeli Türk Tiyatro Sanatçılar Derneği’nin “Kosova Türk Tiyatrosu’na Katkı Ödülü” ve “Yeşeren Kabare Tiyatrosu’nun Türk Kültür Sanatına Hizmet Ödülü” sahibidir.
Gültekin Serbest Kimdir?
1955 yılında Kosova’nın Prizren kentinde doğdu. 1978 yılında, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünde Mustafa Ayaz ve Mürşide İçmeli atölyesinden mezun oldu. Uzun yıllar boyunca İtalya’da, Yugoslavya’da ve Amerika’da bulunan galeri ve müzelerde araştırmalar ve incelemeler yaptı. Çalışmalarını bir dönem Amerika’nın New York kentinde sürdüren sanatçı, bu kentte kişisel bir sergi açtı. Avrupa’nın ve Asya’nın çeşitli ülkelerinde, kişisel ve karma sergilere katıldı. (Bulgaristan, Moldova, Kırgızistan, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Macaristan, Gürcistan, Pakistan, ABD, Fransa) Bulgaristan, Kosova ve Karadağ’da, Türkiye’yi temsilen, uluslararası sanat etkinliklerine ve performanslarına katıldı. Türkiye’de ve yurt dışında, resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri yer almaktadır. Ayrıca, Kırgızistan’ın Bişkek kenti Ulusal Müzesi’nde eseri sergilenmektedir. Sanatçı, Balkanların önemli kültür sanat ödüllerinden Uluslararası Süleyman Brina Ödülü sahibidir. Bugüne kadar 60 kişisel sergi açmış, çok sayıda grup ve karma sergilere katılmıştır. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD) üyesi olan sanatçı, derneğin iki yıl genel sekreterliğini, dört yıl da başkanlığını yapmıştır. Çağdaş Sanatlar Vakfı kurucularındandır ve uzun yıllar bu vakfın yönetim kurulu genel sekreterliğini yapmıştır. Vakfın, 12 yıl boyunca düzenlediği Uluslararası Ankara Sanat Buluşması’nın koordinatörlüğünü de üstlenmiştir. Sanatçı, çalışmalarını Ankara’da ki kendisine ait “6 Sanat Atölyesi”nde sürdürmekte ve resim eğitimleri vermektedir.
Gültekin Serbest’in: Renklerle Dokunan Tarih ve Hayal Gücü
Gültekin Serbest, Balkanlar’ın kültürel mirasından beslenen, ancak evrensel bir dile sahip bir ressam. Eserleri, tarihsel katmanlar, insanın varoluşsal sorgulamaları ve coğrafyanın ruhu arasında köprü kuran bir sanat anlayışını yansıtmaktadır. Durdurulmuş Zaman kitabındaki tabloları, Aziz Serbest’in şiirleriyle kurduğu diyalogda, bu anlayışın en olgun örneklerini sunuyor. Gültekin Serbest’in resimleri, Osmanlı’nın Balkan izlerini ve modern kentlerin karmaşasını figüratif soyutlama ile harmanlar. Eserlerinde gerçekçi detaylar ile soyut lekeler iç içe geçer. Galata'da Kuşluk Vakti” (40x40cm) tablosunda, İstanbul’un tarihî silueti, pastel tonlarla yumuşatılmış bir düşe dönüşür. Bu, izleyiciyi gerçek ile hayal arasına davet eden bir üsluptur. Serbest, renkleri bir duygu dili olarak kullanır. 1955 Prizren doğumlu olan Gültekin Serbest, Gazi Eğitim Enstitüsü’nde Mustafa Ayaz ve Mürşide İçmeli gibi ustalardan aldığı eğitim, onun teknik mükemmellik arayışını şekillendirdi. Ancak New York’taki çalışmaları, bu disiplini deneysel bir özgürlükle birleştirmesine olanak sağladı. BRHD (Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği) başkanlığı ve Çağdaş Sanatlar Vakfı’ndaki rolü, sanatı toplumsal bir diyaloğa dönüştürme çabasını gösteriyor. Eserleri, bu aktivist ruhun izlerini taşımaktadır.
Tablolarında adeta “Renklerimle konuşurum, çünkü kelimeler yetmez” diyen Gültekin Serbest’in bu kitaptaki tabloları, yalnızca şiirlere eşlik etmekle kalmaz; bağımsız bir anlatı oluşturuyor. Bu, onu sınırları aşan bir sanatçı yapıyor. Şiir, resim ve mimariyi aynı potada eriterek, çok katmanlı bir sanat deneyimi sunuyor. Gültekin Serbest, yalnızca bir ressam değil; Balkanlar’ın görsel hafızasını yeniden inşa eden bir kültür elçisi ve resimde “Bir Balkan Rönesansı”. Kardeşi Aziz Serbest'in “Durdurulmuş Zaman” kitabı, bu misyonun en çarpıcı kanıtı. Eserleri, bize şunu hatırlatıyor: “Sanat, tarihin yıkıntılarından doğan bir Anka kuşudur.”
* Türkolog, Araştırmacı-Yazar, Şair, Kosova Türk Yazarlar Derneği Eşbaşkanı, Prizren Yunus Emre Enstitüleri Öğretim Görevlisi, BALTAM Danışma Kurulu Üyesi / Turkologist, Researcher-Writer, Poet, Co-President of the Kosovo Turkish Writers Association, Prizren Yunus Emre Institutes Lecturer, BALTAM Advisory Board Member taner.gucluturk@yee.org.tr, tanergucluturk@gmail.com