HaftanınÇok Okunanları
Ayşe Solmaz 1
ERKUT DİNÇ 2
ZEHRA TAŞDEMİR 3
KEMAL BOZOK 4
Emrah Yılmaz 5
ANAR 6
FEYZA TUĞÇE FIRAT 7
BİR BÜYÜK TÜRK BAYRAMI: ISIAH (IHIAH)[1]
HÜLYA ÇELİKTENYILDIZ[2]
Halkların kendi oluşturdukları takvimler, içinde bulundukları kültür ve coğrafyanın izlerini taşımış ve bunlar mevsimleri dikkate alarak temellenmişlerdir. Kültürel değişim ve gelişimlerle “çizgisel” olarak adlandırılan ve günümüzde de kullanılan takvimlerin ortaya çıkmasıyla halk takvimleri yani “döngüsel” olanlar geri planda kalmış, daha ziyade halk hafızasında ve kültürel bazı unsurlarda yaşamaya devam etmiştir.
Pek çok halkın yaptığı gibi Türkler de gök cisimlerinin durumuna ve gök ile ilgili olaylara bakarak ekim zamanını, yazın ve kışın konaklayacakları yerleri belirlemek amacıyla takvimler yapmış ve zamanla bunu sistemli bir hale getirmişlerdir. Bir süre sonra 12 Hayvanlı Türk Takvimi olarak adlandırılan takvimi oluşturmuşlardır. Yeni yılın başını 21 Mart olarak alan bu takvime göre her on iki yıla «müçel», her bir aya bir hayvan adını vermişlerdir (Biray, 2009). Divan-ü Lugat-it-Türk’te bu takvimin Türk hakanının kurultayda, önceden yapılan bir savaşın zamanını belirlemek için ortaya çıktığına dair bilgiler yer alır (Kaşgarlı, 2021: 89).
Günümüz takvimlerinde dört mevsim bulunmaktadır. Halk takvimlerine bakıldığında ise genel itibariyle iki mevsimden bahsedildiği görülür: yaz ve kış. Türk şaman inancına göre yaz ve kışın gelişi iki tanrının (yaz Tanrısı ve kış Tanrısı) birbirleri ile olan mücadelesi sonucunda oluşur. Birbirleri ile daima savaşan bu iki Tanrıdan bir dönem biri kazanırken bir dönem de diğeri kazanır. Böylece yaz ve kış mevsimleri yaşanır (Oğuz, 2014: 17).
Abdülkadir İnan, Şamanist Türk kavimlerinin ayin ve törenlerini iki gruba ayırmış; ilkbahar- yaz ve güz mevsiminde yapılan ayinleri «Muayyen vakitlerde yapılması gereken ayinler» grubuna dahil etmiştir. Bu törenlerin çok eskilerden bu yana yapıldığını belirten İnan, özellikle ilkbahar ve güz bayramlarının Hun Devri’nden bu yana bilindiğini belirtir. Moğollarda da ilkbahar ve güz bayramları devletin dinî bayramları olmuştur. İlkbahar bayramı «örüş sara» (sürüleri otlatmaya çıkarma ayı) 9 Mayıs’ta, güz bayramı «sağan sara» (ak ay) 28 Ağustos’ta yapılmıştır (İnan, 2015: 97).
Tarih boyunca farklı kültürlere sahip halklar arasında baharın başlangıcı çeşitli mitolojik temellere dayandırılmıştır. Sümerlerde, çoban tanrısı Dumuzi ile aşk tanrıçası İnanna’nın buluştuğu gün; Sami halklarında, Adonis-Astarde buluşması ve Frigyalılarda, Ana Tanrıça Kybele-Attis buluşması gibi. Türkler için de baharın başlangıcı genellikle Ergenekon’dan çıkış yahut Hıdır ile İlyas’ın buluşması şeklinde anlatılır.
Türk dünyasında baharın gelişini, doğanın uyanışını, bolluk ve bereketin temsili ile yeni yılı ifade eden genel itibarıyla da “nevruz” olarak bilinen bahar bayramı, Saha Türklerinde ısıah olarak adlandırılır. Uzun ve zorlu bir kış dönemini geride bırakan Sahalar, yazın gelişini bu bayram ile karşılarlar.
Bahar bayramlarında yaratılıştan türeyişe, yeniden doğuştan doğanın canlanmasına kadar çeşitli inanmalar bulunmaktadır. Saha Türkleri, ana Türk grubundan oldukça uzun bir süre önce ayrılmış olmalarına rağmen yeni yılı temsil eden bu bayramı, aktif olarak günümüzde de yaşatmaya devam eden Türk boylarından biridir (Kirişçioğlu, 2004; Sivtsev, 2010).
Şamanizm olarak bilinen eski Türk inanç sisteminin pek çok unsurlarını günümüzde yaşatan ve Saha Cumhuriyeti olarak bilinen coğrafyada yaşayan Sahalar gerek günlük hayatlarına gerek edebiyat ve sanatlarına gerekse de törenlerine bu inançlarını yansıtmaktadırlar. Bu bağlamda ele alınabilecek kutlamalardan biri ısıah’tır.
Isıah, kelime anlamı itibariyle “ısmak”; “saçmak”, “öteye beriye atmak”, “dağıtmak”, “serpmek” gibi anlamlara gelmektedir (Pekarsky, 1945: 423).
Isıah bayramı, kısrak sütünün bol olduğu, toprağın bereketlenmeye başladığı haziran ayında kutlanır. Günümüzde genellikle yaz gündönümünün başladığı ve en uzun gündüzün yaşandığı 21 Haziran’da kutlanır ve birkaç gün sürer.
Isıah; esas itibariyle eski Türk mitolojisinin unsurlarını üzerinde taşıyan, çeşitli ritüellerle onu yaşatan ve nesilden nesle aktarılmasını sağlayan bir bayram, kutlama yahut festival olarak değerlendirilir. Oyunskiy’nin bolluk ve at yetiştiriciliği; G. V. Ksenofontova’nın eski inançların bir sembolü; A. İ. Gogolev’in güneş, gökyüzü ve yeryüzünü birleştiren bir festival; İ.A. Hudyakov, S. İ. Nikolayev ve E. N. Romanova’nın ise yeni yıl bayramı olarak tanımladıkları ısah’ın kökeni, bir yandan güneşin doğuşu ile bağlantılı olarak baharın gelişi bir yandan da Sahaların ulu tanrısı adına adanan törenler ile ilişkilendirilmiştir (Sivtsev, 2010).
Köklü bir yapıya sahip olan ısıah, Saha oloñholarında da kendisine yer bulmuştur. Oloñholar, Saha folklorunda kahramanlık destanları için kullanılan ve binlerce mısrayı bulabilen halk edebiyatı ürünüdür (Kirişçioğlu, 2004). Kirişçioğlu; oloñholarda Sahaların ataları olan Er Soğotoh ve Labıñka Süürük’ün kımız bayramı düzenlediğini; Labıñka Süürük’ün diz üstü çökerek kımız kadehini havaya kaldırdığını ve sırasıyla “ayıı” ve “iççi”yi (iyi ruhları) övdüğünü, son olarak da kadehini üç kere göğe savurduğunu belirtir (Kirişçioğlu, 1999). Saha inancında önemli bir yeri olan “ayıı” için İnan, şu bilgileri vermektedir:
Yakutlar iyi temiz ruhlara “ayï”, kötü ruhlara “abası” derler. Ayï ruhlar insanlara saadet ve refah bahşederler. Bunlar iyilik ve temizlik kaynağıdır. Ayï kelimesi lȗgat olarak “hakikat, yaratma, yaradıcı kudret” anlamını ifade eder. Ayï ruhlar zümresinin en büyüğü Ayï Toyon’dur. Ayï Toyon yedinci veya dokuzuncu gökte bulunur, çok merhametli tanrıdır, insanların özel hayatlarına karışmaz, kanlı kurbanlar istemez (İnan, 2015: 41). Bu Tanrı “Ürüñ Ayıı Toyon” olarak da zikredilmektedir.
Saha Türkleri 6. ay olan haziran ayını (Bes ıya ya da ıhıah ıya olarak adlandırılır.) “Yaratıcı Ak Tanrı” Ürüñ Ayıı Toyon’a adanmıştır (Kirişçioğlu, 2004).
Beyaz güneşi temsil eden Kün Kübey Hotun (Ürüñ Arılı Hotun) ise ilahi gücü ile dünyayı ısıtan, hayatın devamlılığını ve dünyanın temizlenmesini yani arınmasını sağlayan bir Tanrı’dır (Vasilyev vd. 1996: 128). Ürüñ Ayıı Toyon ve Ürüñ Arılı Hotun, ısıah kültürü içerisinde Sahaların, onlar için dualar ettiği, danslarla şükürlerini sundukları Tanrılar olarak yer alırlar.
Gülsüm Killi’nin (1999), M. Ya. Jornitskaya’dan aktardığı bilgilere göre ısıah bayramının ilk kurucusunun Sahaların atalarından biri olan Elley ya da onun oğlu, ilk ayıı oyun (ayıı şaman) sayılan Labanha-oyun (abanha-şaman) olduğu yönünde yaygın bir görüş olduğunu belirtir.
Elley ve Onohoy efsanesine göre Saha oymakları Elley ve Onohoy’dan türemişlerdir. Bu kişilerin hayal ürünü olduğunu belirten Seroşevsky ise çeşitli sebeplerle ayrı düşen oymakların yeniden yakınlaşmalarının sembolik bayram ve törenlerle desteklendiğini belirtir. Bunlardan biri olarak da ısıah’ı gösterir. Seroşevsky, ısıah bayramlarının eskiden beri dinsel değil, toplumsal bir etkinlik olduğunu düşünür ve otların yeşermeye başladığı bahar döneminde düzenlenen küçük ısıah ve kimi zaman boy mensuplarının tamamının katıldığı ve yaz ortasında düzenlenen büyük ısıah olarak iki bayramdan bahseder. Ayrıca ısıah’ın sadece yukarıda belirtilen şekillerde değil aynı zamanda düğün öncesi, barış zamanı, herhangi bir sevinçli olay ya da durum gibi her konuda yapılabileceğini ifade eder (Seroşevsky, 2019: 148-151). Dinsel bir uygulama olarak görülmesinin dışında toplumsal olarak algılanan bu bayram, Killi ve Seroşevsky’nin de belirttikleri üzere Saha halkının birlik ve beraberliklerinin devamlılığını sağlama amacını taşır. Günümüzde kutlanan ısıah’ın bu dinî ve toplumsal özellikleri Saha “millî kimliği”nin korunmasında önemli bir yer teşkil eder.
“Ay ve Güneş Bayramı” olarak da bilinen ısıah kutlamalarını Vasilyev, şu şekilde açıklar: “Sahaların bu yeni yılı, kımızın ve beyaz güneşin de bayramıdır. Buraya gelen insanlar, Saha eski dini, kültürü, Şamanizm ve duaları ile tanışırlar; ohuokay adlı dansı yaparlar, güreş ederler, kımız içerler, et yerler. Sabah erkenden güneşin doğuşunu selamlarlar, dua ederler.” (Vasilyev vd. 1996: 125).
Köklerine oldukça bağlı olan Sahaların millî kimliklerini yansıtan bu bayramda uygulanan ritüeller eski Türk mitolojisinin pek çok unsurunu bünyesinde barındırır. Isıah’ta yer alan ritüeller genel itibarıyla şöyledir:
Kutlamalar sabahın erken saatlerinde arınma töreniyle başlar. Bu uygulamada arınma ve kutsanma ayini yapılmaktadır. Bu ayinde algıslar[4] söylenerek Tanrı’ya, iyelere dualar edilir.
Eski Türklerde önemli bir yeri olan kımız, bu bayramın belki de en önemli unsurlarından biri olarak görülebilir. Isıah bayramının bir diğer adının “kımız ısıah” olması da bunu göstermektedir. Bu ritüelde bereket ve bolluk, baharın gelişini kutlamak ve dualar etmek için, göğe kaldırılan kımız etrafa saçılır.
Bayramın bir diğer ritüeli olan demircilerin yarışması ve Sahaların somut kültürel unsurlarından biri olan Saha bıçakları için en iyi bıçak yarışması ile güreş, at yarışı, okçuluk yarışmalarının yapılması eski kültürel unsurların korunduğunu göstermektedir.
Yaşam döngüsünü temsil eden bir daire şeklinde oluşturularak oynanan osuohay dansı esasen güneşi selamlama amacıyla yapılır. Bu dans ısıah bayramının önemli ritüellerinden biridir. Dansa katılanlar el ele tutuşarak birbirlerine pozitif enerji yayarlar (Duranlı, 2017). Saha kültürünün önemli unsurlarından biri olan osuohay dansı bir rekora da sahiptir. 23 Haziran 2012 tarihinde Nyurba şehrinde düzenlenen ısıah bayramında 1267 kişinin katılımıyla 1 saat 59 saniye süren “en uzun osuohay”ı gerçekleştirilmiştir. Dansa katılanlar el ele tutuşarak liderlerinin melodisiyle saat yönünde dans etmişlerdir. Aynı kutlamada 15.293 kişinin 36 çember oluşturarak 20 dakika boyunca yaptıkları bu dans Guinness Rekorlar Kitabı’na “Dünyanın en büyük katılımlı “osuohay”ı olarak kaydedilmiştir.[5]
Bayramda yer alan ritüellerden biri olan oloñho söyleme yarışması da önem arz etmektedir. Törende en iyi oloñho söyleyen kişiyi belirlemek için yarışma düzenlenir. Isıah’ta yer alan bu uygulama Şamanların ozanlık vazifelerinin bir yansıması olarak ele alınabilmektedir.
Sahalar genellikle ulusal kıyafetlerini giyerek bu törene katılırlar. Beyaz, mavi gibi geleneksel renklerin yanında dönemin popüler olan renkleri de giysilerde tercih edilir. 2017 yılında düzenlenen ısıah bayramına çok sayıda kişi ulusal giysileri giyerek gelmiş ve bu alanda da bir rekor kırmışlardır. Bu rekorda geleneksel Saha kıyafeti giyen 16.620 kişinin olduğu belirtilmektedir.[6]
Ayrıca bu bayramda Sahaların geleneksel el sanatı ürünleri ve ulusal yemeklerinin sergilenmesi, ulusal giysiler için bir yarışmanın düzenlenmesi, resim sergilerinin yapılması, tiyatroların oynanması, şarkılar söylenmesi ve danslar edilmesi gibi Saha kültürüne ait pek çok unsurun ısıah aracılığı ile hem kendi içlerinde hem de dışarıdan gelen katılımcılar vasıtasıyla tanıtılmasına olanak sağlamaktadır.
Kökleri çok eskiye dayanan ısıah kutlamaları dışarıdan gelen tüm kültürel etkilere rağmen kendisini muhafaza etmeyi başarmıştır. Rus hakimiyeti altında yaşadıkları dönemlerde dahi bu uygulamadan vazgeçmeyen Sahalar, günümüzde Saha Cumhuriyeti’nde ısıah’ı resmî bayram ilan etmiş ve o günü tatil günü olarak kabul etmişlerdir. Özellikle yirminci yüzyılın sonlarında yeniden canlanan ısıah, ekonomik, kültürel, sosyal, etnik ve manevi hayatın tarihsel gelişiminin farklı aşamalarını da yansıtan çok çok işlevli bir unsur olarak varlığını muhafaza etmektedir (Alekseyeviç, 2014).
Isıah bayramı günümüzde ise hem Saha Cumhuriyeti’nin “Eñsieli, Tuymaada, Erkeeñi” gibi çeşitli bölgelerinde hem de cumhuriyetin sınırları dışında Rusya, Çin, Avusturya, Türkiye, Kanada gibi birbirinden oldukça uzak coğrafyalarda buralarda yaşayan Sahalar tarafından kutlanmaktadır.
Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan Sahalar, bulundukları yerlerin kültürleri içerisinde erimeye direnerek kendi kültürlerini korumayı başarmışlardır. Bu kutlamaların her geçen yıl artması da bunu göstermektedir.
Bu yıl (2022), hem cumhuriyetin içerisinde hem de farklı ülkelerde irili ufaklı birçok kutlama yapılmıştır. Özellikle Tuymaada bölgesinde yerli ve yabancı binlerce insanın katılımıyla coşkulu bir kutlama gerçekleştirilmiştir. Bu yılki kutlamalar ayrıca Saha Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olması münasebetiyle özel bir anlam daha kazanmıştır.
Sonuç
Geleneksel halk takvimlerinde kışın sona erip yazın gelmeye başladığı, bolluk ve bereketin arttığı ve çeşitli halklar arasında eski zamanlardan bu yana kutlanan yeni yıl bayramı Sahalarda “ısıah” adı ile yaşatılmaktadır. Sahaların kültüründe önemli bir yer teşkil eden bu bayramda hem Saha kültürünün hem de eski Türklerin mitolojik unsurlarının yansımaları açıkça görülmektedir.
Dileriz Saha Türklerinin bu kadim kültürü gelecek nesillerce de büyük bir istek ve coşkuyla yaşatılmaya devam etsin.
Kaynakça
Alekseyeviç, G. S. (2014). “Etniçeskiy landşaft yakutii kak obyekt ekologiçeskogo turizma.”. Teoriya i praktika obşestvennogo razvitiya. No: 14, 49-52.
Biray, N. (2009). “12 Hayvanlı Türk Takvimi- Zamana ve İnsana Hükmetmek”. A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Prof. Dr. Hüseyin Ayan Özel Sayısı. 15 (39), 671-682.
Duranlı, M. (2017). “Yakut/Saha Türklerinin Geleneksel Dansı: Osuohay”. EÜ Devlet Musikisi Konservatuvarı Dergisi, 10, 1-10.
İnan, A. (2015). Tarihte ve Bugün Şamanizm, Materyaller ve Araştırmalar. (8. Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Kaşgarlı M. (2021). Divan-ü Lugat-it-Türk. (Hazırlayan Fuat Bozkurt). (4. Basım). İstanbul: Salon Yayınları.
Killi, G. (1999). “Seroşevskiy’de “Isıah”. Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi. I (1) Ankara: Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı, 105-112.
Kirişçioğlu, F. (1999). “Er Sogotox Efsanesi’nde Motifler”, Uluslararası Üçüncü Türk Kültürü Kongresi Bildirileri I. Cilt (25-29 Eylül 1993), Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
Kirişçioğu, F. (2004). “Saha Türklerinde Bahar Bayramı -Isıax (Ihıax)-”. Türk Dünyası Nevruz Ansiklopedisi. (Editör: Öcal Oğuz), Ankara: Atatürk KültürMerkezi Başkanlığı Yayınları, 359-362.
Kirişçioğlu, F. (2004). Saha Türk Destanı “Oloñxo”. Çağdaş Türklük Araştırmaları Sempozyumu 2002 Bildirileri, Ankara: Ankara Üniversitesi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayınları, 124-132.
Oğuz, M. Ö. (2014). Bozok Yazıları. Ankara: Geleneksel Yayınları.
Pekarskiy, E. (1945). Yakut Dili Sözlüğü. I. Cilt. İstanbul: Ebüzziya Matbaası.
Sivtsev, İ. S. (2010). “Prazdnik ısıah v traditsionnoy kulture naroda saha.” Naradi i religii yevrazii. 250-254.
Seroşevsky, V. L. (2019). Saka Yakutlar. Çeviren Arif Acaloğlu. (2. Baskı). İstanbul: Selenge Yayınları.
Vasilyev, Y., Killi, G., Kirişçioğlu, F. (1996). Saha (Yakut) Halk Edebiyatı Örnekleri. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
https://sakhaday.ru/news/na-ysyahe-tujmaady-ustanovlen-rekord-ginnessa/ Erişim Tarihi: 13.06.2022.
https://tass.ru/arhiv/509138?utm_source=google.com&utm_medium=organic&utm_campaign=google.com&utm_referrer=google.com Erişim Tarihi: 13.06.2022.
[1] Çalışmada “ısıah” adlandırılması kullanılmıştır.
[2] Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Doktora Öğrencisi, hulya.celiktenyildiz@hbv.edu.tr
[3] Fotoğraflar internet ortamından alınmıştır.
[4] İyi dileklerde bulunma, hayır duası
[5]https://tass.ru/arhiv/509138?utm_source=google.com&utm_medium=organic&utm_campaign=google.com&utm_referrer=google.com
[6]https://sakhaday.ru/news/na-ysyahe-tujmaady-ustanovlen-rekord-ginnessa/