HaftanınÇok Okunanları
Gülzura Cumakunova 1
HİDAYET ORUÇOV 2
HUDAYBERDİ HALLI 3
Emrah Yılmaz 4
KEMAL BOZOK 5
UFUK TUZMAN 6
Osman Çeviksoy 7
Özet
Makalede XX. yüzyıl Alaş edebiyatının büyük temsilcisi Ahmet Baytursunoğlu’nun çevirilerine metinsel bir analiz yapılmaktadır. Sovyet sansürünün etkisi ve edebî metinde yer alan gizli idealler, yazarın kinaye yoluyla iletmeye çalıştığı gizli düşünceleri, sembolizmle temsil edilen siyasi ve toplumsal konuların edebiyattaki tasvirleri tarihsel karşılaştırmalı ve mukayeseli, ayrıca biyografik koşutluk, idiografi ve içerik analizi gibi araştırma yöntemleri temelinde analiz edilmektedir.
Anahtar kelimeler: sansür, fikir, Alaş, sembolizm.
Giriş
Çeviri tüm insanlığın manevi değerlerinin karşılıklı değişimini büyük ölçüde etkileyen, ayrıca insanoğlunun etik ve estetik ölçütte gelişiminin ve dünya görüşlerinin genişlemesinin yolunu açan bir faktördür. Çeviri insanlık tarihinde büyük bir yere sahiptir. Bununla birlikte tercüme edilen her metnin değeri ne kadar ise onun çeviri tarihinin bağlamsal özelliği de o kadardır. Örneğin edebi çeviri, bilimsel literatür tercümesi, resmî belge, film çevirisi vb. Bunlardan hangisini ele alırsak alalım insanlığın ihtiyaç ve talebini karşılayacaktır. Çeviri felsefesi, bu çeviri sürecinin amacını, görevini, yöntemlerini ve özelliklerini inceleyip araştırır. Bu makalede çeviri felsefesine ayrı bir önem vermemizin nedeni, XX. yüzyılın başlarında Kazak edebiyatındaki manevi Rönesans olgusunda çeviri sürecinin büyük bir rol oynamasıdır. Alaş Dönemi’nde tercüme, XX. yüzyılın başında Alaş fikrinin desteklenmesine hizmet etmenin ve sansür engelini geçmenin tek yolu olarak kabul edildi. Bu nedenle çeviri felsefesi kavramını ele alırken çevirinin temel görevinin ne olduğuna ve hangi işlevleri yerine getirdiğine odaklanmalıyız.
Amerikalı bilim adamı David Gordon 1985 yılında yazdığı Theory of Translation “Çeviri Teorisi” adlı çalışmasında:
“Çeviri terimlerinin yanı sıra çevirmen, asıl yazarın biyografisinden ve eserin o dönemdeki yazılış tarihinden, yazarın hayatından ve genel siyasi ve toplumsal meselelerin hepsinden haberdar olmak zorundadır.” demektedir.
O:
“Martin Luther King’in Letter from a Birmingham Jail ‘Birmingham Hapishanesi’nden Mektup’ yazısını anlamak için Martin Luther King’in neden hapsedildiğini, o dönemde Amerika’daki siyasi durumun nasıl olduğunu, King’in toplumdaki rolünü bilmek çok önemli. Bunu bilmeyen insan, bu metni çevirmek şöyle dursun metnin değerini de bilemez.” diyerek çeviri süreciyle ilgili görüşlerini paylaşıyor[1].
Siyahilerin çektikleri acılar nedeniyle, ıstırap çeken zavallı insanlara sığınak olmak amacıyla kilisedeki görevinden ayrılan Martin Luther King’in mücadelesinin akıbetinden habersiz biri, gerçekten de Luther’in yazılarını anlayabilir mi? Bu nedenle Gordon’un edebi çeviride öncelikle dilsel özelliğe değil, orijinal metnin ideolojik anlamına, sanatsal yönüne ve içeriğine, tarihsel ve toplumsal duruma da dikkat edilmesi gerektiğine dair kararı yerinde söylenmiş bir düşünce. Örneğin, Ahmet Baytursunoğlu, Jüsipbek Aymavıtov, Alihan Bökeyhan, Şekerim Kudayberdioğlu gibi Alaş şahsiyetlerinin yaratıcılığı düşünüldüğünde o dönemdeki siyasi ve toplumsal durumu görmezden gelmek mümkün değildir. Bu her eserin, her kahramanın, her kahramanın konuşmasının ve karakterinin, hatta işaret ettiği simgelerin de bu dönemin asıl meselesini gündeme getirip tanıklık edebilmesi nedeniyledir. Bazı eserlerde bu tür ideolojik yönelimler ve çeşitli düşünceler açıkça gösterilirken bazı eserlerde gizli, sembolik işaretlerle resmedilmiştir. Ayrıca aşırı yazılmış bir söz için kurşuna dizilme cezası veren Sovyet sansürünün varlığını göz önünde bulundurursak elbette edebi metindeki teşbih ve sembollerin neden çok etkili bir şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Jüsipbek Aymavıtov’un Küştileriñ Küşi “Güçlülerin Gücü”, Zañ Bilmestiñ Zarı “Hukuk Bilmezin Çığlığı”, Murda “Murda”, Murdanıñ Ölimi “Murda’nın Ölümü”, Dämeli “Dameli” gibi çeviri metinlerine baktığımızda çingene kabilelerinin kaderini anlatan Mazdem hikâyelerinin döngüsünün ve Jack London’ın eserlerinin tercümelerinin bir bütün olarak Alaş ideolojisini yaygınlaştırmak için Kazak halkının XX. yüzyılın başındaki siyasi ve toplumsal durumu hakkında bilgi veren ideolojik bir doğrultuda yapılmış çeviriler olduğu görülmektedir. Alihan Bökeyhan’ın Ot Şıraq Aldımızğa Söngeni Joq “Ateş Önümüzde Sönmüyor”, Maqardıñ Tüsi “Makar’ın Düşü” gibi tercümelerinin de siyasi çeviriler olduğu söylenebilir. İşte milletin hocası olarak adlandırılan Ahmet Baytursunoğlu’nun örnek şiirlerinin hem siyasi hem de didaktik açıdan yapılmış çeviriler olduğu söylenebilir.
Tanınmış bilim adamı, Alaş ve Alihan Bökeyhanoğlu araştırmacısı Sultanhan Akululı Qırq Mısal Jıynağı. Tar Jol, Tayğaq Keşken Tarix “Kırk Misal Külliyatı. Istırap ve Acı Dolu Tarih” adlı makalesinde Ahmet Baytursunoğlu’nun çeviriler külliyatı hakkında şöyle söyler:
“Alihan’ın 11 Mayıs 1904’te Potanin’e Ahmet hakkında yazdığı mektuba dönecek olursak orada şöyle deniyor: ‘Bir Kazak tanıdığım 41 Misal hikâyeni, çoğunlukla İ. A. Krılov’dan Kazak diline harika şiirlerle çevirmişti. Çevirinin yazarı toplumda çok üst düzey bir kişi değil, Akmola eyaletinin halk okulları müdürünün resmî belge yöneticisi sadece. Çevirisini Dala Genel Valilik Kurumu’ndan çıkan Sel’skohozyaystvennıy Listok ‘Tarım Broşürü’ gazetesinde bölüm bölüm yayınlatma niyetiyle yazar Ahmet Baytursunoğlu’nun patronu, müdür Alektorov Bey’e başvurdu. O taslağı yarım yıl elinde tuttu. Suhotin Bey, Sel’skohozyaystvennıy Listok ‘Tarım Broşürü’nde yayınlamaya izin vermediğini söyleyerek taslağı kendisine geri verdi.”[2]
1. Resim 2. Resim
Resim 1: A. Bökeyhan’ın G. N. Potanin’e Ahmet Baytrsunoğlu’nun “Kırk Misal”i hakkında yazdığı mektup. Ombı 1904. S. Akululı’nın Qırq Mısal Jıynağı. Tar Jol, Tayğaq Keşken Tarix “Kırk Misal Külliyatı. Istırap ve Acı Dolu Tarih” adlı makalesinden.
On üç ay boyunca sansür nedeniyle izin alamayan, sonraki beş yıl boyunca yayınevinde yayınlanmayan Ahmet Baytursunoğlu çevirilerinin basılmasının takdiri, bu dönemdeki kontrolün katılığını, sistemin çok güçlü olduğunu göstermektedir[3]. Böylesine zor bir zamanda matbaaya Alaş ideolojisini destekleyen eserlerin sunulması ve yayınlanması gerçekten cesarettir. İşte, yayınlanan eserlerin bir sanat eseri gibi sadece genel olarak hümanizmi değil, ülkede yaşanan çeşitli siyasi ve toplumsal durumları da yansıttığını bu çevirilere aşina bir kişi hemen anlayacaktır.
Sansürün Alaş edebiyatına ve Alaş çeviri alanına olumsuz etkisi çok büyüktür. Her eserin neredeyse yayınlanana kadar ve sonraki kaderi başlı başına bir tarih. İşte, Ahmet Baytursunoğlu gibi milletin hocası hâline gelen büyük bir şahsiyetin biyografine nasıl bir etkiye sahip olduğu aylarca suçsuz bir şekilde hapiste kalan yazarın kaderinden ve kurşuna dizilme cezasına çarptırılmasından anlaşılıyor.
Ana Bölüm
Ahmet Baytursunoğlu’nun “Kırk Misal” çeviri külliyatı benzersizdir. Benzersiz dememizin sebebi, sadece eserin olay örgüsü ve çeviri yöntemi değil, genel yapısı ve amacının da farklı olmasıdır. Örneğin, “Kırk Misal” ilk önce öğüt sözüyle başlayıp her misalden sonra düşünceler sindirilmiştir. İlk Aqquw, Şortan häm Şayan “Kuğu, Turna ve Akrep” adlı çeviri metin, birliği nasihat ederken sonraki her örnek didaktik bir esere dönüşür.
Ahmet Baytursunoğlu’nun Aqquw, Şortan häm Şayan “Kuğu, Turna ve Akrep” adlı çevirisine karşılaştırmalı olarak bakacak olursak:
Orijinal metin:
Kogda v tovarişçah soglas`ya net,
Na lad ih delo ne poydet,
I vıydet iz nego ne delo, tol`ko muka.
Odnajdı Lebed`, Rak da Şuka
Vezti s poklajey voz vzyalis`,
I vmeste troe vse v nego vpryaglis`;
Iz koji lezut von, a vozu vsё net hodu!
Poklaja bı dlya nih kazalas` i legka:
Da Lebed` rvetsya v oblaka,
Rak pyatitsya nazad, a Şuka tyanet v vodu.
Kto vinovat iz nih, kto prav, — sudit` ne nam;
Da tol`ko voz i nıne tam.
I. A. Krılov
Çeviri Metin:
Jük аldı Şаyan, Şоrtаn, Аqquw bir kün,
Jegilip, tаrttı üşewi dürkin-türkin.
Tаrtаdı Аqquw kökke, Şаyan keyin,
Julqıydı suwğа qаrаy Şоrtаn şirkin.
Bulаrdıñ mаşаqаtı аz bоlmаdı,
Jumısı оrnınа kep mäz bоlmаdı.
Tаrtsа dа bаr küşterin аyamаy-аq,
Аslаn jük оrnınаn qоzğаlmаdı.
Оnşаmа оl jük аrtıq аwır emes,
Qur sırttаn «pälen» dew de täwir emes.
Jük birаq äli künge оrnındа tur,
Bırıñğаy tаrtpаğаn sоñ bäri tegis.
* * *
Jigitter, munаn ğiybrаt аlmаy bоlmаs,
Äweli birlik kerek, bоlsаñ jоldаs.
Biriñniñ аytqаnıñа biriñ könbey,
İstegen ıntımаqsız isiñ оñbаs.
Аhmet Bаytursınulı
İki metni karşılaştırırsak orijinal metin 8-9 bazen on heceden, 12 satırdan oluşur ve ilk üç satırı giriş olarak yazılmıştır. Kuğu, turna ve akrebin bir yükü üç yöne çekmesinden dolayı yerinden hareket edememesiyle eser neticelenir. Ahmet Baytursunoğlu’nun çeviri metni 11 hece ve 16 satırdan oluşmaktadır. Çeviri metinde, orijinal metnin asine giriş sözü yoktur, metin birden kuğu, turna ve akrebin yük taşıması ile başlar. Ancak, içeriği açık ve anlaşılır olması için çevirmen Kazak dilindeki çevirisinde edebi kelimeler kullanarak hem içerik hem de sanat açısından orijinalinden sapmaz. Oysa eserin sonuna öğüt gibi orijinal metnin girişine denk gelen düşünce formunu ekler.
“Jigitter, munаn ğiybrаt аlmаy bоlmаs,
Äweli birlik kerek, bоlsаñ jоldаs.” diye başlayan son dörtlük sonuç dörtlüğü olarak eklenmiş. Hayatı boyunca 236 misal şiir yazan Krılov’un misalleri arasında Kazak halkının anlayabileceği, ideolojik olarak uygun olan, didaktik anlamı derin misalleri analiz edip tercüme eden Ahmet Baytursunoğlu’nun misalleri, gerçek anlamda büyük bir araştırma gerektiren konulardan biridir. Şahsiyetleri karşılıklı fikir alışverişinde bulunur veya tartışır. Yazarın kendisi herhangi bir misale girmez, sadece dışarıdan bir gözlemci olarak anlatır. İşte, her misalin sonunda bir sonuç verilmiştir. İlk bakışta orijinal metne çok yakın gibi görünse de Ahmet Baytursunoğlu’nun çevirisindeki misal büyük bir ustalık ve zariflikle yürütülen eserler külliyatı.
Kazak okuyucularına birliği aşılayan yazar, bu dönemdeki Kazak çocuklarının karakterini düşünce birliği, akıl birliği, amaç ve çıkar birliğini oluşturmaya çalışmıştır. Örneğin, At pen Esek “At ve Eşek” adlı tercümede ağır yük taşıyan at ve eşeğin prototiplerinin bu dönemdeki Kazak aydınları olduğunu söylersek kuğu, turna ve akrep prototiplerinin o dönemde ülkede sözü geçen birçok siyasi grup olarak gösterilmesi mümkün olacaktır. “Her birimiz farklı yöne çekersek Kazak göçü ilerleyemez.” meselesini gündeme getiren Baytursunoğlu’nun göstergesi her misalden sonra kavranıp pekişir. Her misalin sonuna öğüt olarak bir sonuç kıtası ekleyen yazar, bu düşüncenin neden gerekli olduğunu açıkça kaleme alır. Her misal şiire yazılan son özet aşağıdaki gibi verilmiştir:
Bul sözden qаndаy ğiybrаt аlmаq kerek?
Mısаlı, etken qаyır bir bäyterek!
Qаyırıñ birewge etken bоlıp terek,
Körersiñ rаhаtın köleñkelep.
Qаyırdıñ eñ аbzаlı bul düniyede:
Birewge qısılğаndа järdem bermek!
Keybirew zоr beynetke tаp bоlаdı,
Key wаqıt аz beynetten qаşаmın dep.
Ama yazar, okuyucuyu kendi başına düşünmeye bırakmaz, arka planda yönlendirip kendi vardığı sonuçla tanıştırır. Kendi düşüncesi ve öğretilerini öğrenmeyi nasihat eder. Edebi eserlerin sonucu gerçek konusuna bağlı olarak farklı gelişebilir. Özellikle demokrasiyi, ifade ve düşünce özgürlüğünü hedefleyen günümüz dünya edebiyatında, yazarların bir edebi eserin düğüm ve çözümünü okuyucuya bıraktığı örneklere çokça rastlanır. Elbette bunun her dönemin ve yazarın etkisi altındaki eserin türüne bağlı bir karar olduğu açıktır. Ancak, XX. yüzyılın başında yaşayan Alaş şahsiyetleri çoğu durumda edebi eserin özünü okuyucuya bırakmamış, kendi düşünceleriyle uyumlu hâle getirip, değerlendirip özetlemiş ve belirli kalıbı sindirmeye çalışmışlardır. Çünkü, ulusal bağımsızlık yolunda herkes kendi iradesiyle hareket ederse Kazak halkının birliğini sağlamanın zor olduğunu fark edip, ulusal idealler yolunda bir araya gelip, tek bayrak altında toplanıp bireysel değil ulusal refah yolunda hizmet etmeye çağırmışlardır. Eginniñ Bastarı “Ekinin Başları” adlı misal şiirinde rastlanan kibirliliğin anlatılması, Ögiz ben Baqa “Öküz ve Kurbağa” adlı misaldeki kurbağanın hareketinin tasvir edilmesi, ayrıca birçok eserde Tanrı ve Allah kavramlarının kullanılması Ahmet Baytursunoğlu’nun genel olarak dine ve bilgiye bakış açısını açıklamaktadır. Her misalinin arka planında bütünün kaderi ve her karakterin ağzına kendisinin alamayacağı gerçek sırrının propagandasını yapan Ahmet Baytursunoğlu’nun çevirileri kısaca söylemek gerekirse Alaş idealini yaygınlaştırmayı amaçlayan eserler külliyatıdır.
Kaynaklar:
Gordon D. Theory of translation // http://www.bibleresearcher. com/gordon.html.
Aqululı, “Qırıq Mısal Jıynağı. Tar Jol, Tayğaq Keşken Tarix”, 7 Mamır 2021. https://abai.kz
[1] Gordon D. Theory of translation // http://www.bibleresearcher. com/gordon.html.
[2] S. Aqululı, “Qırıq Mısal Jıynağı. Tar Jol, Tayğaq Keşken Tarix”, 7 Mamır 2021. https://abai.kz
[3] S. Aqululı, “Qırıq Mısal Jıynağı. Tar Jol, Tayğaq Keşken Tarix”, 7 Mamır 2021. https://abai.kz