HaftanınÇok Okunanları
CİHAN ÇAKMAK 1
LENİYARA SELİMOVA 2
Gülzura Cumakunova 3
Gülsafi Melan 4
KEMAL BOZOK 5
HİDAYET ORUÇOV 6
MAHİR NAKİP 7
Ulu Abay’ın sonsuz mirası, pür dikkatle tekrar tekrar okumayı ve titizlikle incelemeyi gerektirir. Abay’ın azametindeki sırrı açıklamaya çalışan araştırmacıların, bu konudaki düşüncelerini kâğıda dökmeye başlaması bir yüzyıldan fazla zaman almıştır.
Bazı meslektaşlarımızın, Abay’ın gelecek nesillere emanet bıraktığı bu kıymetli hazinenin tek yönlü incelendiğine dair uyarıları zaman zaman gündeme gelmektedir. Ancak ulu şairin hâlâ üzerinde çalışmayı gerektiren eserleri arasında Rus ve Batı klasiklerinden yaptığı çeviriler bulunmaktadır. Bu bağlamda hepimizin kılavuz olarak tanıdığı Muhtar Avezov’un metodolojik nitelikli fikirlerine de değinmek gerekir. Ünlü yazar Avezov, “Abay, eserlerinde üç temel ana kaynaktan beslenmiştir. Birincisi ve en önemlisi Kazak halk edebiyatı mirası ve geleneğidir. İkincisi ve en az etkili olanı doğu edebiyatından alınan hususiyetlerdir. Üçüncüsü ise Abay’ı uygar, keskin zekâlı, büyük bir şair hâline getiren, Batı tarzını örnek aldığı eserleridir” demiştir (Avezov, 2007: 18). Tıpkı susuz kalındığında susuzluğu gideren bir ırmak gibi onun yüreğini besleyen bu üç pınar, Abay’ı zirveye taşımıştır. Büyük Kazak aydını Kudaybergen Cubanov’un, Abay’la ilgili altını çizerek belirttiği şu sözleri dikkate şayandır: “Gördüğüm üzere, Abay’ın Kazak edebiyat tarihindeki yerini itibarsızlaştırmaya çalışanlar, hatta bununla da yetinmeyip onu Kazak edebiyat tarihinden çıkartanlar şüphesiz ki Abay’ın kendi döneminde sadece Kazaklar arasında değil, komşu halklarla birlikte bakıldığında da en iyisi olduğu gerçeğini göz önüde bulundurmuyorlar” (Cubanov, 1990: 28). Kudaybergen Cubanov, Abay’ın kurduğu patikanın sonradan işlek büyük bir caddeye dönüşmesindeki süreci tam anlamıyla kavramıştı.
Puşkin, Krılov, Nekrasov, Turgenov, Saltıkov-Şçedrin ve Tolstoy’un eserlerini büyük bir istekle okuyan ve bazılarını tercüme eden Abay, Lermontov eserlerine de büyük bir dikkatle odaklanır. Avezov, “Abay, ‘aşkı anlatmak uğruna mecnun olan’ olarak tasvir ettiği Lermontov’a şaşkınlıkla hayran kalmıştır” demiştir (Avezov,2003: 15). Abay’ın Lermontov’dan çevirdiği şiirler, çeviri sanatının ulaşılamaz zirvesi, edebî tercümenin benzersiz en iyi örnekleridir. Abay’ın “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış” eseri buna örnektir. Abay, Lermontov’un “Goethe’den (Из Гёте)” adlı şiirini 1893’te çevirmiştir. Dört ciltlik Mihail Yuryeviç Lermontov kitabında, Goethe şiirlerini çeviren şair A.N. Strugovshchikov, bir zamanlar Sollogub’un evinde Lermontov'la karşılaşmasından bahsetmiştir. Goethe şiirinin tercümesi hakkındaki çalışmayla ilgili bölümden bir anı aktarır. “1840 yılının Kasım sonlarında, Sollogub, ‘Eczacı’ eserini tamamladığı sıralarda onun evinde Lermontov’la karşılaştığımızda Lermontov bana Goethe'nin ‘Gezginin Duası’ eserini tercüme edip etmediğimi sordu. İlk yarısını hallettiğimi ancak ikinci yarısını melodik ve kavraması zor ritminden dolayı henüz tamamlayamadığımı ve bu parçayı Glinka'ya göstermenin iyi olacağını düşündüğümü söyledim. Lermontov ise, ‘Ben tam tersine, sadece ikinci yarıyı tercüme edebildim’ dedi ve hemen, benim isteğim üzerine bir kâğıt parçasına ‘Dağ Zirveleri’ adlı eser tercümesinin taslağını yazdı “(Lermontov, 1981: 340).
Goethe’nin 1780 yılında kaleme aldığı şiiri, Lermontov 1840’ta Rus okurlarla buluşturmuştur. Bu şiir bundan yarım asır sonra 1893 yılında Abay’ın bestesiyle Kazak bozkırlarında süzülerek yayılmıştır.
İki bin civarında şiir yazan ve geriye oldukça fazla eser bırakan Goethe, sözünü ettiğimiz hepi topu iki dörtlükten oluşan bu şiirine birçok mana sığdırmıştır. “... Son doğum gününü, 28 Ağustos 1831 tarihinde, ziyaretçi akınından kaçınarak Ilmenau'da geçirdi. Akşam ormandaki kulübesine gittim, çatı katının duvarına kurşun kalemle "Gezginin Gece Şarkısı" ("Dağ zirveleri gecenin karanlığında uykuya dalmış...") yazıyordu. Goethe bunu kendi kendine okudu ve yanaklarından yaşlar süzüldü. İçli bir sesle "Evet! Sen de dinleneceksin” dedi. Sonra bir dakika kadar sustu, pencereden kararan ormana baktı ve arkadaşı Eckerman’a "Hadi gidelim!" dedi (Eckermann, 1981: 16). İhtiyar şairin seksen üçüncü yaş gününde hüzünlenmesi, bir nevi onun ruh hâlinin göstergesiydi.
Yeri gelmişken Goethe şiirini, N. Hvostov, İ.F. Annenkov, V.Y. Bryusov gibi başka Rus şairlerin de tercüme ettiğini söylemek gerekir. Ancak bunlar içinde en edebîsi Lermontov’un çevirisi kabul edilmektedir. Muzafar Alimbay da “Kadife gibi karanlık gecelerde” dizesiyle başlayan çevirisinde Lermontov metnini esas almıştır.
Ayrıca size, hayrete düşürecek bir bilgi aktarmak istiyorum. “Şiiri (“Dağ Zirveleri... ”- A.Espenbetov), N.R. Bach, A.M. Vasnetsov, Y. Kogan, V.M. Konashevich, F.D. Konstantinov, E. Sudomora gibi birçok ressam resmetmiştir. Doksandan fazla besteci bu şiire beste yazmıştır. Bunların arasında A.E. Varlamov, F.M. Blumenfeld, M.M. Ippolitov-Ivanov, V.S. Kalinnikov, V.I.Rebikov, S.M. Lyapunov, N.K. Metner gibi isimler bulıunmaktadır. Özellikle A.G. Rubinstein'ın düeti (1852) meşhurdur” (Lermontov Ansiklopedisi, 1981:183).
Lermontov’un edebî hayatında önemli bir yere sahip olan Goethe eserlerine, Abay da büyük bir titizlikle önem vermiştir. Yukarıda adı geçen doksan bestekarın bütün eserlerine hâkim olmasa da bir kısmını bilmesi şaşılacak bir durum değildir.
Bu bağlamda müzik alanında ünlü bilim adamı Ahmet Cubanov, “Bizce Abay’ın, şarkılarında Rus ve Ukrayna’nın halk şarkılarına benzeyen lirik şarkı ve romanslardan örnek alması ve bunları temel alarak yeni türde, yeni ritimde, yeni melodik yapıda şarkılar meydana getirmesi müziğe katkısının sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Cubanov’un; Abay sanatını, büyük müzik akımına dökülen dereler gibi görkemli, etkili kanallardan biri”(Cubanov,1975: 17) olarak betimlemesinin dayanağı olmadığını söyleyemeyiz. Halk mirasını derinlemesine kavrayan, etrafına sanatçılardan bir grup toplayan, çift telli ve üç telli dombıra, akordeon, keman ve mandolini Şınğıstaw[1] topraklarında kimsenin yadırgamayacağı şekilde tanıtan Abay, klasik batı müziğine de yabancı kalmamıştır. Sadece dinlemek, beslenmek ve etkilenmekle kalmamış araştırmıştır. Bununla birlikte yeni tarz ve yeni içerikli ses sanatı, Abay’ın kalemi ve bestesinin gücüyle birleşince Kazak müzik dünyasına büyük bir merhale kat ettirmiştir. “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış” eseri Kazak müzik tarihinde kendine önemli bir yer edinmiştir.
Bir seferinde Paris’te bir buluşma sonrasında samimi bir ortamda sohbetin ardından sıra şarkı söylemeye gelir. “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış”ı kıymetli büyüğümüz Abdicemil Nurpeyisov icrası üzerine Gerold Belger “Bu Kazak bestesi mi? Avrupa ezgisi daha baskın gibi” diyerek şaşırdığını ifade etmiştir. 1970 yılında Almatı’da ağırlanan Alman yazarların huzurunda ünlü Kazak şairi Tursınhan Abdirahmanova “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış”ı söyleyince konuklar hayret içinde “Goethe, nasıl olur? Kazakistan’da? Muhteşem!” diyerek hayranlıklarını belirtmiştir. Verilen bu küçük bilgiler Abay’ın sadece büyük bir şair değil aynı zamanda eşsiz bir besteci olduğunu da kanıtlamaktadır.
Yine dikkat edilmesi gereken başka bir konuya gelelim. Goethe’nin büyük eseri Faust’un birinci bölümünü doğrudan Almancadan Kazakçaya çeviren bilgin, şair ve tercüman merhum Medevbay Kurmanov’un nüshası dikkate şayandır. Kurmanov, Almanca şiirleri Kazakçaya çevirmenin zorlukları, kendine has özellikleri ve çeviride millî düşünce bakımından uygunluk konularını araştırmış ve çeviri teorisi hakkında değerli yorumlar yapmıştır. Çalışmasında “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış” eseri üzerinde de güzel tespitlerde bulunmuştur. Sonuç olarak “Abay’ın ustalığının kanıtı, Goethe şiirini Kazakçaya uyarlayabilmesidir. Abay; ritmi ve üslubu geliştirerek şiiri yeniden kurmuş, şiire farklı bir görünüm kazandırmış, yeni bir güç vermiş ve şiiri Kazak topraklarına uygun hâle getirerek ezgiyi Kazak toplumunun müzik anlayışına oldukça yaklaştırmıştır. Bu besteyi bilmeyen, dombırayla çalıp söylemeyen Kazak evladı yoktur.” (Kurmanov, 1979: 40) diye özetleyebiliriz.
Fikirden fikir doğar derler, doktora yaparken küçük amfide, Mağcan şiirlerini ezbere okuyan El Farabi Kazak Milli Üniversitesi profesörü donanımlı dil bilimci Hayrulla Mahmudov’un, Abay çevirilerinin edebî gücü ve şairin ustalığı konusundaki konuşmalarına şahit olduk. Rusça, Kazakça ve diğer dillerden ezbere şiir okumaktan hoşlanan bu bilim adamı “Abay’ın Batı ve Rus nazmını çevirdiği seviyede, onun hiç değilse on kadar şiiri Rusça, İngilizce, Fransızcaya çevrilseydi Abay çoktan dünyanın büyük şahsiyetleri arasında layık olduğu yeri alırdı.” derdi. Bu yerinde düşüncesini sürekli dile getirirdi. Üzülerek söylemeliyim ki bu günlere ulaşmak uzak görünmektedir.
Konu açılmışken Kazakistan’ın tanınmış hikâye yazarlarından ve tercüme alanında önemli çalışmaları olan Gerold Belger’in eser üretmedeki sırlarıyla okurları bilgilendirmeyi uygun bulduk. Gerold Belger’in, Aladağlar kadar büyük bir hayali vardı: “Abay’ın şiirler derlemesinin, küçük bir cilt de olsa, Almanca çevirisini okurlara ulaştırmak. Acaba bu günleri görür müyüz?”(Belger, 2005: 414). Bizim katkımız, hep birlikte bu ülküye ulaşmak ve birlikte sevinmektir.
Her Kazak’ın yakından bildiği, yüreğimizde yer edinmiş, güzel ezgisiyle ruhumuza dolup taşan “Karanlık Gecede Dağ Uykuya Dalmış” eseri tekrar okunduğunda, akla takılan düşüncelerin bir kısmını aktarabilmek hedeflenmiştir.
Avezov, Muhtar, Elli Ciltlik Eserler Külliyatı, 10.Cilt, Almatı, Ğılım, 2003. (Әуезов М. Елу томдық. 10-т. – Алматы: Ғылым, 2003.)
Avezov, Muhtar, Elli Ciltlik Eserler Külliyatı, 27.Cilt, Almatı, Jibek Jolı, 2007. (Әуезов М. Елу томдық. 27-т. – Алматы: Жібек жолы, 2007.)
Belger, Gerold, Tercüme Husuları, Almatı, Dayk-Press, 2005. (Бельгер Г. Ода переводу. – Алматы: Дайк-Пресс, 2005.)
Cubanov, Ahmet, Devrin Bülbülleri, Almatı, Jazuşı, 1975. (Жұбанов А.Замана бұлбұлдары. – Алматы: Жазушы.1975.)
Cubanov, Kudaybergen, Eserler ve Hatıraları, Almatı, Öner, 1990. ( Жұбанов Қ. Шығармалар мен естеліктер. Алматы: Өнер, 1990.)
Eckermann, Johann Peter, Goethe ile Konuşmalar, Moskova, Hud.Lit, 1981. (Эккерман И.П. Разговоры с Гете. – М.:Худ.лит.,1981.)
Lermontov Ansiklopedisi, Moskova, Sovetskaya Entsiklopediya, 1981. (Лермонтовская энциклопедия. – М.:Советская энциклопедия, 1981.)
Lermontov, Мihail, Dört Ciltli Eserler Külliyatı, Moskova, Hud.Lit, 1983. (Лермонтов М.В. Собрание сочинений в четырех томах. Т.1. –М. Худ.лит., 1983.)
Qurmanov, Medevbay, Altın Kaynak, Almatı, Kazakistan, 1979. (Құрманов М. Алтын арқау. – Алматы: Қазақстан, 1979.)
[1] Abay Kunanbayoğlu’nun doğduğu yer, memleketi.