HaftanınÇok Okunanları
Emrah Yılmaz 1
FEYZA TUĞÇE FIRAT 2
KEMAL BOZOK 3
ZEHRA TAŞDEMİR 4
HİDAYET ORUÇOV 5
NIKA ZHOLDOSHEVA 6
Ayşe Solmaz 7
1990 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan halklardan biri olan Kırgız halkı, tarih sahnesindeki en eski halklardandır. Öyle ki dünya kültürel mirasına Manas Destanı gibi önemli bir destan armağan etmiş, Cengiz Aytmatov gibi usta bir kalemi çıkarmıştır. Elbette bunda Kırgız edebiyatının ve tarihsel gelişiminin de önemli bir katkısı bulunmaktadır.
Bu yazının amacı, Kırgız edebiyatının gelişmesinde en büyük katkı sağlayan Kırgızistan Yazarlar Birliği ile yayın organlarından biri olan ve hâlen yayın hayatına devam eden Ala-Too Dergisi’nin tarihçesine kısa bir bakış atarak her ikisinin de Kırgızların sosyokültürel hayatında ne derece rol oynadıklarını ortaya koymaktır.
***
Kırgızların hayatındaki medeni devrimin gerçekleşmesine yol açan en önemli faktörlerden biri hiç şüphesiz ki kitle iletişim araçlarının ortaya çıkmasıdır. Asırlar boyunca değil edebiyatta ilerlemek, alfabe oluşturmadan bile uzak kalan, kendi topraklarında XI. yüzyılda yazılmış olan Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat’it-Türk sözlüğünden, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig eserinden bîhaber göçebe bir hayat süren Kırgız halkı için, kendi dilinde 1924 yılında ilk kez Erkin Too (Özgür Dağ) gazetesinin çıkması, 1926 yılında Leninçil Caş (Leninci Genç), Komünist, 1928 yılında Cañı Madaniyat Colunda (Yeni Medeniyet Yolunda) gibi gazete ve dergilerin çıkmaya başlaması, 1926 yılında Kırgız Devlet Maatbası’nın, Kırgızistan Müzik Drama Stüdyosu’nun kurulması insanların zihni yapısını değiştiren birer büyük atılımlar olmuştur (Artıkbayev, 2013: 61).
Matbaaların ve genel kültürel gelişmenin sosyalist yönünü belirlemeye yönelik olarak Komünist Parti Merkez Komitesi’nin 18 Haziran 1925’te ‘Edebiyat Konusunda Partinin Politikası Hakkında’ aldığı kararda o dönemin edebiyat durumu değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra o dönem yazarlarının Rusya’daki gibi düzenli olarak bir araya geldikleri bir merkezlerinin olmamasına dikkat çekilerek proleter edebiyatın içeriği şöyle anlatılmıştır: “… peşinden milyonlarca çiftçiyi sürükleyen büyük mücadeleci sınıfın edebiyatının olması gerekir, bu da proleter edebiyatın çerçevesini buna uygun ayarlamakla olur.” Bununla birlikte edebî eleştiriyi geliştirmenin ilk şartının onun ideolojiye uygun olarak gelişmesi gerektiği dile getirilir. Ayrıca bu kararda her bir cumhuriyette edebi birliklerin oluşturulmasına müteakip, bölgesel edebiyatı geliştirme işine daha fazla dikkat edilmesi gerektiği vurgulanır (Artıkbaev, 2013: 61-62). O yıllarda genç yazarların birkaç dernek kurma girişimi olur, ancak bunlar yeterli olmaz. Genç yazarların bazıları basım evlerinde kendilerini geliştirmek isterken, bazıları da eğitimle kendilerini yetiştirmeye çalışır.
1927 yılında Kızıl Kırgızistan gazetesine bağlı olarak oluşturulan Kızıl Uçkun edebiyat derneği, Bişkek Pedagoji Yüksek Okulu’nun öğrencileri tarafından genişletilir. Mukay Elebayev, Kasımalı Bayalinov, Kasımalı Cantöşev, Coomart Bökönbayev, Kubanıbek Malikov, Cusup Turusbekov, Moldogazı Tokobayev, Uzakbay Abdukaimov, Cuma Camgırçıev, Mamasalı Abdukarimov, Tazabek Samançin, Alıkul Osmonov, Temirkul Ümötaliev, Tügölbay Sıdıkbekov, Raykan Şükürbekov gibi o dönemin başlıca temsilcileri daha sonra Kırgızistan Proleter Yazarlar Derneği’nin de temelini oluşturur.
Kırgızistan Yazarlar Birliği
1932 yılında Sovyetler Birliği Merkez Komitesi’nin ‘Edebiyat ve Sanat Örgütlerinin Yeniden Düzenlenmesi’ hakkında yeni bir karar alarak Sovyet yazarlarının sosyalist kuruluma yararı dokunacak güçlü eserlerin birleştirmenin gerekli olduğunu belirterek yirmili yılların sonunda kurulan Kırgızistan Proleter Yazarlar Derneğini kapatır ve Kırgızistan Yazarlar Birliği Kurma Komitesi’ni oluşturur.
22 Nisan 1934’te gerçekleştirilen Kırgız yazarlarının I. Kurultayı’nda Aalı Tokombaev “İçeriği Sosyalist, Şekli Millî Olan Kırgızistan’ın Edebiyatı Gelişmekte ve Güçlenmektedir” adlı bildirisinde Kırgız edebiyatının gelişimi hakkında oldukça ayrıntılı bir rapor sunar. Bu rapor dönemin şartlarına cevap verir ve yazarların sonraki görevlerinde belli bir derecede yol gösterici olur. Kurultayda edebiyatta ideolojinin önemi, edebi eserlerde kalitenin yükseltilmesi ele alınır. Dungan, Özbek ve Rus şubelerinin teşkilat meseleleri ve çalışma planları da kurultayın gündem maddeleri arasındadır. Kurultayda Kırgız Bölgesel Komitesi, kökeni Kızıl Uçkun yaratıcı ve gençlik edebiyat çevresine dayanan 36 yazardan müteşekkil Kırgızistan Yazarlar Birliğini resmen kurmuş olur. Birliğin başkanı olarak da dönemin ünlü şair ve yazarı Aalı Tokombaev seçilir.
Ağustos 1934 tarihinde Moskova’da Sovyet Yazarları Kongresi’nin ilki düzenlenir ve birliğe bağlı tüm halkların sanat ve edebiyat camiasının önemli isimleri bu kongreye katılır. Kırgızistan’dan başta Aalı Tokombaev olmak üzere şair ve yazarlar Cusup Turusbekov, Mukay Elebaev, Kubanıçbek Malikov, Coomart Bökönbaev ve Kasımalı Bayalinov katılır. Bu kongrede halkların kardeşliği ve dostluğuna vurgu yapan ve temel eksende sosyalist ideolojiyi savunan edebiyatın gerekliliği üzerine konuşulur. 1917 Ekim Devrimi’yle Rusya’da edebiyatın toplum hayatı içindeki işlevinin değişmesi ise kongrenin ana gündem maddesini oluşturur. Çünkü Lenin’e göre, sanat halkın malıdır ve toplum için yapıldığında değerlidir. O hâlde, halkın hizmetinde olan edebiyat bir anlamda Sovyet halkına hizmet etmelidir. Sovyet edebiyatı Sovyet toplumun inşa aracı olmalıdır. Kongrede Lenin’in bu görüşleri Maksim Gorki, A. Andrey Jdanov, Mihail Şolohov gibi tanınmış Sovyet yazarlarının da katkılarıyla diğer halklarla paylaşılır.
Kongre sonrası Kırgızistan’ın parti teşkilatı ve hükümeti ülkedeki yazarların ideolojik bakışını yükseltmeleri ve bunu eserlerine yansıtmaları için gerekli tüm koşulları sağlar. 1935 yılında Kırgızistan Bölge Komitesi’nin ‘Kırgızistan’ın Sovyet Yazarlar Birliği’nin İşi İle İlgili’ kararında yazarların görevleri açıkça belirtilir. Buna göre,
“Sanattaki fikrî temizlik ve prensipli bir şekilde yol almaları için, sosyalist gerçekçilik için, yazarların ustalığının ve kültürel seviyesinin yükselmesi için mücadele etmek; yazarlar arasında sanatsal atmosferi geliştirmek, edebiyattaki zenginleri destekleyen devrim karşıtı, milliyetçi fikir kalıntılarıyla mücadele etmek, Kırgızistan yazarlarının en önemli görevleri işte bunlardır.” (Kulturnoe stroitelstvo kirgizii 1930-1941-sb. Dok. İ materiyalov / Kırgızistan’ın 1930-1941 yılları arasındaki kültürel kurulumu hakkındaki doküman ve materyaller, cilt II, 2. Bölüm, Bişkek;1972, s. 77b.) (Artıkbaev, 2013: 65)
Dolayısıyla 1935 yılından itibaren yazılan her edebî eserde –buna edebî eleştiriler de dahil olmak üzere- eserin içerik olarak ne kadar sosyalist düşünceyi savunduğu ön planda tutulur. Yazarlar eserlerinde milliyetçi fikir karşıtı olmak ve sosyalist ideoloji övmek arasında bir tutum sergiler. Öte yandan Kırgız edebiyatının temel taşları sayılan birçok önemli eser de birbiri ardına çıkmaya başlar. Buna M. Elebayev’in Uzak Col (Uzak yol), T. Sıdıkbekov’un Ken Suu (Ken Suu) ve Temir (Demir), A. Tokombayev’in Dnester Teren Denizge Kuyat (Drenester Derin Denize Akar) ve Caralangan Cürök (Yaralanan Yürek), K. Cantöşev’in Kanıbek (Kanıbek) romanlarının yanı sıra T. Ümötaliyev’in Aysuluu (Aysuluu), A. Toktomuşev’in Kakşaaldan Kat (Kakşaaldan Mektup), C. Turusbekov’un Enem (Anam) manzumeleri adlı eserleri örnek gösterilebilir. Kırgızistan Yazarlar Birliği’ne bağlı sanatçıların ortaya koyduğu bu ve bunun gibi eserler Kırgız edebiyatının yapı taşları olmakla birlikte kendi türlerine öncülük eden eserlerdir de.
Kısacası, ideolojinin yanında yer alıp ona övgüler yağdıran yazarlar hükümetten her daim maddi-manevi destek görmüşler, ancak Kırgız edebiyatının gelişmesi ve zenginleşmesi için de ellerinden geleni yapmışlardır. Hâliyle, 1990’lı yılların başına kadar Kırgız edebiyatının her merhalesinde Kırgızistan Yazarlar Birliği’nin tutumu ve eserler üzerindeki otoritesi her daim önemli olmuştur. Birlik, kendi içinde ve dışında çıkan hemen her eseri titizlikle incelemiş, sosyalist ideolojiye verdiği önem ölçüsünde eserleri ve yazarları desteklemişlerdir. Bu desteklerini ya da eleştirilerini de o dönemde oldukça etkin olan yayın organları aracılığıyla dile getirmişlerdir.
Kırgızistan’ın 1991 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla Yazarlar Birliği’ne ‘millî’ statüsü verilir ve Kırgızistan Milli Yazarlar Birliği olarak mevcudiyetine bir müddet devam eder, ancak dönemin yeniden yapılanma ve açık konuşma siyaseti ile 1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan ekonomik ve kültürel kriz Kırgızistan’daki edebiyat ve sanat faaliyetlerinin neredeyse durmasına neden olur. SSCB zamanında yazarlara ödenen meblağların bağımsızlıkla birlikte ödenememesi başta olmak üzere, yazarlar birliğini oluşturan sanatçılar arasında yaşanan tartışmalar, kıskançlıklar ve dargınlıklar neticesinde birlik önce ikiye sonra da dörde bölünerek dağılır.
2000’li yılların başında ise birlik yeniden harekete geçer, yeni ilkeler doğrultusunda yayın hayatına devam eder. Bu doğrultuda artık birliğin amacı, sanatsal düzeyi yüksek, halk felsefisine bağlı, sözlü gelenekten beslenerek öğretici fikirler içeren, gerçek tarihsel ve gerçek estetik asil niteliklerden sapmayan, ulusal konuşma sanatının gelişmesine özel önem veren, insanlara değerli bilgiler aktaran eserlerin yaratılmasını teşvik etmek olur.[1] Oş, Celal-Abad, Batken, Talas, Isık Göl, Narın bölgelerinde departmanı bulunan Yazarlar Birliği’nin hâlihazırda yaklaşık 600 üyesi bulunmaktadır. Birliğin yayın organları Kırgız Edebiyatı Gazetesi, yazar ve kültür emekçilerinin desteğiyle çıkan Cañı Ala-Too Dergisi (Yeni Ala-Too Dergisi) ile Adabiy Ala-Too Gazetesi’dir.
Ala-Too Dergisi
Yeni Ala-Too Dergisi ayda bir kez yayınlanan edebiyat, sanat, sosyal ve politik meseleleri ele alan bir dergidir. Dergi ilk kez 1931 yılında Çabuul (Saldırı) adıyla yayınlanır. İlk editörü de Aalı Tokombaev olur. 1933’te Kırgızistan Konsey Edebiyatı Dergisi, 1935’te Kırgızistan Sovyet Edebiyatı Dergisi, 1939-1942 yılları arasında Ala-Too Sovyet Edebiyatı ve Sanatı, 1942-1956’da Sovyet Kırgızistan adlarıyla yayınlanır. 1956’dan itibaren de Ala-Too adıyla yayın hayatına devam eder. Derginin eski versiyonundan farkı ise, uluslararası arenada yabancı edebiyatlara da yüzünü dönmesidir. Elbette zamanın değişmesiyle birlikte okur profilinin de değişmesi bunun en temel nedenidir.
Dergi, Kırgız Sovyet edebiyatının oluşmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlar. Kırgız edebiyatının öncü isimlerinin yetişmesine ön ayak olur, Kırgız edebiyatının seçkin eserlerinin tamamını okurla buluşturur. Aalı Tokombaev, Tügölbay Sıdıkbekov, Kasımalı Bayalinov, Alıkul Osmonov, Tölögön Kasımbekov, Cengiz Aytmatov gibi önemli isimlerin eserleri tefrika halinde ilk kez dergide yayınlanır ve müelliflerinin Kırgızistan ve sonrasında Sovyet topraklarında tanınmasına aracılık eder. Öte yandan hem sanatçıları hem de okurlarının Rus ve dünya klasikleriyle tanıştırır. Bunlar arasında Türk edebiyatının da önemli eserlerinin çevirisine yer veren (Örneğin; Adil Hikmet Bey’in Asya’da Beş Türk gibi) dergi sadece eserlerin yayınlamasına değil, bu eserler hakkında yazılan incelemelere ve eleştirilere de kapılarını açar. Böylelikle dergi Kırgız edebiyatının nabzını tutan önemli dergiler arasında yerini alır.
1990’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan ekonomik ve kültürel krizden dergi de nasibini alır, uzun yıllar çıkmaz. Mayıs 2009’dan itibaren ‘yeni döneme yeni dergi’ şiarıyla Yeni Ala-Too adıyla yayına devam eden dergide Kırgız edebiyatına yönelik güncel meseleleri konu alan makaleler, edebî eleştiriler, telif edebî türler yayınlanmaktadır.. Aylık 2000 nüsha çıkan dergi Kırgızistan’ın bölgelerinde ve Türkiye’de dağıtıma çıkar.
Kaynakça
Şeriev J.. Muratov A. Adabiyat. Terminderdin tüşündürmö sözdügü. Kırgız entqiklopediyasının başkı redaktsiyası. Bişkek, 1994.
Artıkbayev, K (2013). XX. Yüzyıl Kırgız Edebiyatı Tarihi (Çev. Yrd. Doç. Dr. Mayramgül Dıykanbayeva), Bengü Yayınları, I. Baskı, Ankara.
[1] https://jazkg.wordpress.com/soyuz-tuuraluu/ Erişim Tarihi: 22.10.2022