Hüzünlü bir yaşlı kadın, kırın eteğinde kalan
Ufuk çizgisine bakar
Çıkar çıkmaz odalardan.
Vakit yok, durup bakmaya
Ölünce kabre koymaya.
Bir avuç toprağı sıkıp,
Teslim ettim... İçim kırık.
Omuzlarım kederimi sırtlandı
Kirpiklerde gözyaşlarım saklandı.
Yollar bitti, tekrar önüme kırdı
O kaçtığım dört bir yandaki acı.
Ne vakit var, akıp gidiyor hayat
Ne de düşünmeye kendini fırsat.
Türkistan'ım,
Hasretim,
Memleketim,
Geçmiş günlerini yâd edeceğim.
Can anamın ayasını özledim,
Kardeşimin apazını özledim.
Can anamın masalını özledim,
Ak sütünü, lokmasını özledim.
Yaşlanırken kapısını çalmadım,
Bir tek arzusuna derman olmadım.
Köyümde tan atışını özledim,
Kızıl günün batışını özledim.
Felek, neden böyle bir oyun ettin
Kara bulutunu içime serdin.
Bilmiyorsun ne ağırdır bu acım,
Yaşlanırken yanında kalamadım.
Kahkahalar çıkmaz oldu evlerden,
Yâdımdadır o fakir halkı, ürken.
Akraba ve kardeş derdi hissetti
Tüm dünyayı geziverdi
Yüzü gülmedi.
Şan ve şöhret sevdasından vazgeçtim,
Türkistan’ın kederine sırt verdim.
Yenik düştüm acısına annemin
Hasretinden bitap düştü yüreğim.
Tüm kahrını çekip cümle alemin
Bir kabrine gidemedim annemin.
Gidip bir dua bile edemedim,
Acımdaki yükü, anla sevgilim.
İnancımdır Türkistan’ın gençleri
Bu inançla ölüm yıldırmaz beni.
Arzun var mı gayrı, yurtta ölmekten,
Gayrı var mı yurdunda gömülmekten?
O genç nesil bebeğini sallarken,
Ben dünyaya döneceğim yeniden.
Nice kişilere değdi zararım,
Sen beni bağışla, yüce Allah’ım.
Çözümünü kendi bulur mu kader
Hatrınıza ismim ilişse yeter.
Yalın ayak toprağında oynayan,
Akşama dek hazlarına doymayan.
Unutmadım Narşoka kayasını,
Yitirmedim Türkistan hartasını[1].
Geçemedim Türkistan eşiğini,
Sallamadım torunun beşiğini.
Eğer varsa size karşı zararım,
Aziz halkım, affınıza sığındım.
[1] Harita. Bk. https://siir.alternatifim.com/sair/nazim-hikmet/piri-reisin-haritasi
