HaftanınÇok Okunanları
Gülzura Cumakunova 1
HUDAYBERDİ HALLI 2
HİDAYET ORUÇOV 3
KEMAL BOZOK 4
Kader Pekdemir 5
UFUK TUZMAN 6
MERYEM HAKİM 7
SEVGİLİ HOCAM
Sevgili hocam,
dediğin kitapları
okudum,
sayfa sayfa,
roman roman-
küçükler nasıl büyür,
büyükler nasıl küçülür,
okudum...
ama
sen hiç söylememiştin,
hayat - atılmış çocukların
gece gömleği,
yağmurda ıslanan
sokak uykularıydı,
açlıktan ölen bir çocuğun
resimleriydi-
satışta yüz milyona gider,
yüzyıl evvel
fakirlik içinde can veren
bir ressamın tablolarıydı,
müzayede pazarlarında
yüz milyona gider...
sen dememiştin yok,
hayat soğuk sobalarda
sözünü yandırıp
ısınan şairlerin
tarihe utanç günüydü,
bir kalemle
uzak cehennemlere sürülüp
yüzyıl sonra tabutta
dönen şairlerin
vatan sürgünüydü...
sen hiç söylememiştin,
bu hayat dediğin
bir kilse hükmünde,
bir kitap ayetinde
kadın yasaklarına
suçlanan günah taşıydı,
suçu yüzyılların
üstüne kalan
Janna Dark, Meryem adına
bakire savaşıydı...
sevgili hocam,
söylediğin kitapları
okudum,
ama sen hiç
söylememiştin,
neredesyse biri vardı ,
biri hiçbir vakit olmamıştı ama.
XXX
Ne kadar istersin ağrı, belalı başım,
Varmadı bir sonuca adalet arayışım,
Rahimde öldü, yoksa beşikte boğulduysa,
Söylesin, ne vakit onu gören olduysa...
Uzak bin yılları gezmiş, bulamamış,
Kadim dağıntılarda izi tozu kalmamış,
Soyulmuş derilere, kesik başlara sordum,
Dünyaya kan kusturan boş savaşlara sordum...
Dedim kanlı mühürü belki Türkmençay’dı,
Belki Araz’dan geçip, mezarı o taraftaydı,
Tongalda Janna Darkla yanıp oda mı öldü,
Ya Yelena aşkına Troya’da mı öldü?
Katili hangi hakansız diktator, bilmem,
Nerede delirdi, nerede öldü, bilmem,
Talihsiz Aşil’e ok değidiğnde belki,
Yolda yorğun atları güllelediğide belki?
Atilla’yı Roma’dan dönderen o oldu mu,
Napoleon’u sürgüne gönderen o oldu mu?
Bir de sorum Roma’yı kurtaran kazlara,
Giotinde günahsız yüzülen boğazlara...
Ağaç ise, meyvesini derip yiyen olmadı,
Ülke ülke dolaştım, “gördüm” diyen olmadı,
Peki nerededir, kim bulmuş, kim kaybetmiş, arayım,
Cehenneme düşmüşse, bari girip arayayım...
SENİN OLSUN
Kimin hükmü açacak
Örttüğün kapıları,
Baştan bulandıran var,
Femida, bu suları...
Adalet piri misin,
Günah ilahesi mi,
Bin yıldır sesleniyorum,
Duymadın mı sesi mi?
Kan içen kralların
Dayak atanı mısın,
Yalancı hakimlerin
Yüze duranı mısın?
Gözü eğri terazin
Zalimlerin elinde,
Kimin hakkını verdin
Nerdeyse it yılında?
Bin yıllardır hakikat
Şerle elbeyakadı,[1]
Fakirler hukukunu
Alamadı, pahalıydı...
Dön bak, hak divanında
Terazin oğru[2] çekiyor,
Nemli hapishanelerde
Ciğerimiz su çekiyor...
Böyle hesap çekilmez,
Terazine düzen ver,
Ya seslen, Tanrı gelsin,
Deyim[3] “cezamı sen ver...”
Deyim Sokratın hükmü
Günah zeherim olsun,
Çok yandım bu tarafta,
O taraf serin olsun...
YA TANRIYDI, YA MELEK…
Bu şeherden gidirem,
Saatlar üçe kalır,
Seninle aramızda
Bir bomboş küçe[4] kalır…
Gidirem, yırğalayır
Yüzgar yellencekleri,
Üşüsen, ellerine
Geyin yun elcekleri…[5]
Ben kışdan yaz ümidi
Yeşil çıkan adamım,
Ağac tek[6] gölgesine
Tek darıhan[7] adamım…
Beni çölde kuş ağladar,
Uçurumda kepenek,
Senle gelen o aşk da
Ya Tanrıydı, ya melek…
Şimdi dönüpb “kal” desen,
Bir hıçkırık deyer “yok”,
Bu şeherden gidirim,
Sende kalmaya yer yox..
KITAPCI
Kitapcı, hikayedi...
Yazılanlar boş çıkar,
Ne okudun, ne gördün...
Di gel, şimdi baş çıkar...
Hikaye... ne Paris var,
Ne Troya atları,
Ne bir sevda yüzünden
on yıllık savaş çıkar...
Hekaye şahlık kuşu...
Kim seçer padşah seni?
Bakarsın o tahta da
Bir küt tahtabaş çıkar...
Krallığın kitaplar
Burda...
Eve dönersen,
Karşına ne köpekler,
ne kul-qaravaş[8] çıkar...
UZAK BIR ŞEHIRDE
Pencerem çiçek açmaz
Gelen mevsümlerde de,
Uzağın kaderidir
Gülü solan perde de...
Divardan indirilmiş
Resmlerin hüznü var-
Bir küncde[9] susqun duran
Boş çerçivelerde de...
Saatdan gece geçir,
Küçeden son adamlar,
Dönürem, yokluğundu,
Gölgem düşen yerde de...
Ruhu ağlatan nedi,
Kallbi darıxdıran ne,
Belki kimse ağlıyor,
Uzak bir şehirde de?..
DERDE İLAÇ GÖNDERİN…
Derdi derman[10] gönderen,
Sakla, her gün birin[11] ver,
Meyvesi ekşi çıkar,
Çeyirdeyin şirin ver...
Gönderdiyin taşlara
De[12], deymesin kuşlara,
yol üste kalmışlara
Gölgeleri serin ver...
im
Bir tenha alaçıktdı[13],
Gel, qapısı açıktı,
Bu hesap paha çıktı,
Bir azca indirim ver...[14]
Yandım her gün acına,
Yanıp çıktım ucuna,
Budu, dar ağacına
Çatmışım, kendirin[15] ver...
***
Nasıldır ayrılık dediğin fasıl,
Nasıldır zamanın ordakı yeri,
Geride ürpere ürpere kalan
Serçe pencesinin kardakı yeri?..
Burda boşluguna açılan küçe,
Sönmüş lambalarda hisin soyugu,
Her daim saklı qış getirirdi,
Bu defa getirdi sesin soğugu...
Diordum, gedende ümit yerine
Bir kelme mektub yaz, kapa avcumu,
Sonra dua gibi açım okuyum[16],
Belkİ Tanrı gele tapa[17] avcumu...
Nasıldır ayrılık dediğin fasıl,
Kar yağır on iki ayı da belki,
Diyorum gidende bir mekup bırak,
Cevabı ne vahtsa kayıda belki...[18]
[1] Kavga ediyor
[2] Hırsız
[3] Diyeyim
[4] Sokak
[5] Eldivenleri
[6] Gibi
[7] Özlem
[8] Hizmetci
[9] Köşede
[10] İİlaç
[11] Birini
[12] Söyle
[13] Çadır,yurt
[14] İndir yap
[15] İpini
[16] Okuyayım
[17] Bula
[18] Cevabı belki ne zamansa gelir.